Yazar "Özdemir, Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe İkinci nesil trombosit konsantrasyonunun klinik uygulamaları(2012) Koçyiğit, İsmail Doruk; Tunalı, Mustafa; Özdemir, Hakan; Kartal, Yasemin; Süer, Berkay TolgaTrombositten zengin otoj en ürünlerin tedavi amacı ile kullanılması, güncel bir yaklaşım olarak dikkati çekmektedir. Sert ve yumuşak doku iyileşmelerinde kullanılan ve çok çeşitli büyüme faktörleri ve proteinlerin kontrollü salınımlarını içeren bu preparatların doğal yara iyileşmesi için gerekli olan maddeleri yoğun olarak içerdikleri bilinmektedir. Platelet-rich fibrin (PRF), yeni jenerasyon trombositten zengin otojen ürün olarak bilinmektedir. Kolay uygulanabilir ve biyokimyasal herhangi bir işlem gerektirmeyen PRF protokolü, kişinin kendisinden alınan kan örneklerinden lökositten ve trombositten zengin bir otolog biyomateryal elde edilmesine izin vermektedir. Diş Hekimliğinde özellikle Periodontoloji ve Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi’ndeki klinik uygulamalarda kullanılmaya başlanan PRF’nin önemi giderek artmaktadır.Öğe Ortodontik tedavinin hastaların dişsel kaygı seviyesi ve oral sağlık bilgisi üzerine etkisi(2009) Öztürk, Fırat; Sökücü, Oral; Demirer, Serhat; Nalçacı, Ruhi; Özdemir, HakanBu çalışmanın amacı, ortodontik tedavinin bireylerin diş tedavisi ile ilgili kaygı ve oral sağlık bilgisi üzerine olan etkilerini araştırmaktır. Çalışma ortodontik tedavi safhalarına gore 4 gruba ayrılmış toplam 184 birey üzerinde yürütüldü. Birinci gurup ortodontik tedavi olmak için .sırada bekleyen 47 bireyden; İkinci gurup ortodontik tedavinin ilk yılında ( I-T2 ay) bulunan 44 bireyden, Üçüncü grup ortodontik tedavisi 12-26 aydır devam etmekte olan 46 bireyden, Dördüncü gurup ise ortodontik tedavisi bitmiş 47 bireyden oluşturuldu. Dişsel kaygı düzeyi, uyarlanmış dişsel kaygı ölçeği ile saptandı. Bireylerin ağız sağlığı ile ilgili bilgi düzeyi ise koruyucu tedavi, semptom veet-yolpjiye yönelik olarak hazırlanmış bir anketle değerlendirildi. İstatistiksel değerlendirmede ki-kare testi kullanıldı. Birinci gruptaki bireylerin kaygı seviyesi dördüncü gruptaki bireylere göre belirgin bir şekilde yüksek olarak bulundu. Birinci gruptakilerin haricindeki bireylerin çoğu dişeti kanamasının periodontal hastalık belirtisi olduğunu biliyordu (sırasıyla %81.8, %84.7, %80.1), ki bu oran birinci' gruptaki bireyler için %63.8 di. Tüm grupla rdakr .bireylerin koruyucu tedavi hakkındaki bilgileri, aynı olmasına rağmen, periodontal hastalığın belirtileri hakkında ortodontik tedavisi bitmiş veya ortodontik tedavi görmekte olan bireyler daha fazla bilgili olduğu görülmüştür. Periodontal hastalığın beliıtileri hakkında en fazla, bilgiye sahip olan 3. guruptaki bireylerin %19.6 ve %52.1y i dental plağı saptayabiliyor ve buna neyin sebep olacağını da biliyordu. Ortodortlik tedavi bazı safhalarında farklı dental uygulamaları da içerdiği için dental kaygı üzerinde pozitif bir etkiye sahiptir. (Türk Ortodonti Dergisi 2009;22:228-235)Öğe Osmanlı tarihlerinde askerlikle ilgili söz varlığı (15. ve 16. yüzyıl)(Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Özdemir, Hakan; Karadoğan, AhmetOsmanlı Devleti'nin kuruluşundan yaklaşık yüz yıl sonra oluşturulmaya başlanan tarih yazıcılığına ait sınırlı sayıdaki metinlerde yer alan askerî söz varlığını tespit etmek amacıyla, bu tez çalışmasında; Osmanlı Devleti'nin XIV., XV. ve XVI. yüzyıllarına ait, dil hususiyetleri açısından önem arz eden eserler ele alınmıştır. Ayrıca elde edilen söz varlığına ait kelime ve kelime grupları, tematik konu başlıkları altında sınıflandırılmıştır. Ordu-millet anlayışıyla ön plana çıkan Türk toplumunun oluşturduğu tarihî metinlerde askerlikle ilgili söz varlığının önemli ölçüde bir birikime sahip olduğu, bu çalışmayla birlikte bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Bu çerçevede tespit edilen söz varlığının tarihî süreç içerisindeki değişim ve gelişimleri izlenebilecek, askerî kültürün devamlılığı noktasında hangi kelimelerin kullanılmaya devam ettiği ve/veya kullanımdan düştüğü, kelimelerde anlamsal olarak bir daralma ya da genişleme olup olmadığı sonuçlarından hareketle daha sonra yapılacak olan araştırmalara da katkı sağlanacaktır. Anahtar Sözcükler: Tarih, Osmanlı Tarihi, Kronik, Askerî kelime, Söz Varlığı.Öğe The relationship between atherosclerotic risk factors and carotid atherosclerosis in hemodialysis and peritoneal dialysis patients(Wiley, 2005) Özkurt, Zübeyde Nur; Bali, Manmeet; Guz, Galip; Özdemir, Hakan; Çevik, Cemal; Sindel, S.Background. Atherogenesis is accelerated in dialysis patients. In this study, we investigated the role of possible risk factors for atherogenetic diseases in both hemodialysis (HD) and continuous ambulatory peritoneal dialysis (CAPD) patients. Methods. The levels of homocysteine, lipid profile, C-reactive protein, plasma fibrinogen, vitamin B, and folic acid were measured in 29 HD and 17 CAPD patients. Carotid atherosclerosis was evaluated by Doppler ultrasonography in each patient. Results. There was no significant difference between the HD and CAPD groups in the frequency of carotid atherosclerosis (58.6% and 35.3%, respectively, p > 0.05). Hcy, C-reactive protein, and fibrinogen levels in the HD group and fibrinogen and high-density-lipoprotein cholesterol in the CAPD group showed correlation with atherosclerosis. The folic acid level alone was correlated with the homocysteine level in the HD group, but total cholesterol, low-density-lipoprotein cholesterol, and high-density-lipoprotein cholesterol showed correlation with homocysteine levels in the CAPD group. Conclusion. Hyperhomocysteinemia, chronic inflammation, and dyslipidemia contribute to the development of atherosclerosis in dialysis patients. These factors also have numerous correlations between them.