Yazar "ESRA KARAMAN EROL" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ankilozan spondilitli hastalarda denge bozukluğu ve düşme riskinin günlük yaşam aktivitesine etkisinin değerlendirilmesi(2021) ESRA KARAMAN EROLANKİLOZAN SPONDİLİTLİ HASTALARDA DENGE BOZUKLUĞU VE DÜŞME RİSKİNİN GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTESİNE ETKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Amaç: Çalışmamızda Ankilozan Spondilit (AS) tanılı hastaların düşme riski, düşme korkusu, anksiyete ve depresyon durumlarının sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırılması, hasta grubundaki düşme riski ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi, düşme riskinin yaşam kalitesi üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Hastalar ve Yöntem: 70 AS tanılı hasta ve yaş - cinsiyet açısından hasta grubu ile uyumlu 30 sağlıklı birey çalışmaya dahil edildi. Çalışmamızda AS tanılı hastalar ile kontrol grubu demografik veriler, hastalık süresi ve son 12 ay içindeki düşme öyküsü açısından sorgulandı. Ek olarak AS tanılı hastaların alt ekstremite tutulumu ve kullanmakta oldukları ilaçlar kaydedildi. AS'li hastalarda Visual Analog Skala (VAS) ile ağrı düzeyi, BASFİ (Bath Ankylosing Spondylitis Functional İndex) ile hastanın fonksiyonel kapasitesi, BASMİ (Bath Ankylosing Spondylitis Metrology İndex) ile hastanın spinal mobilitesi ve BASDAİ (Bath Ankylosing Spondylitis Disease Activation Index) ile hastalık aktivitesi değerlendirildi. Ankilozan Spondilit Yaşam Kalitesi Değerlendirme ölçeği (EASi-QoL) ile hastaların yaşam kalitesi değerlendirildi. Modifiye shober testi, tragus - duvar mesafesi, oksiput - duvar mesafesi, göğüs ekspansiyonu, el parmak- zemin mesafesi ölçümü ile hastaların postür değerlendirilmesi yapıldı. AS ve kontrol grubunda Berg Denge ölçeği (BDÖ), Zamanlı Kalk ve Yürü Testi (TUGT), Tinetti Denge (TD) ve Yürüme Testi (TY) ile düşme riski değerlendirildi. Tinetti'nin Düşme Etkinlik Ölçeği (TİNETTİ FES) ile düşme korkusu korkusu, Hastane anksiyete ve depresyon ölçeği (HADS) ile depresyon ve anksiyete düzeyi değerlendirildi. Bulgular: Hasta ve kontrol grubu arasında demografik veriler açısından anlamlı fark saptanmadı. Hasta ve kontrol grubu karşılaştırıldığında Düşme Etkinlik Ölçeği, BDÖ, TD, TY, TUGT Testlerinde iki grup arasında anlamlı fark saptandı (p<0,05). Hastalar BDÖ'ye göre 41 puan ve üstünü alan hastalar düşük riskli, 21-40 arası puan alan hastalar orta riskli olarak gruplandırıldığında BDÖ'ye göre orta düşme riskine sahip olan hasta grubunda yaş ortalamasının daha yüksek, hastalık süresinin daha uzun olduğu görüldü. Yine orta riskli grupta BASMİ, BASFİ, BASDAİ, VAS, Düşme korkusu, HADS anksiyete (HADS-A) ve depresyon (HADS-D), EASi-Qol puanlarının istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğu görüldü (p<0,05). Postüral değişiklikler açısından orta ve düşük riskli grubu karşılaştırdığımızda modifiye shober testi, el parmak - zemin mesafesi, göğüs ekspansiyonu ölçümlerinin daha kısıtlı, oksiput - duvar, tragus - duvar mesafesi ölçümlerinin ise orta riskli grupta daha fazla olduğu saptandı. Kifoz artışı olan hastalarda BDÖ puanlarının istatistiksel olarak daha düşük olduğu belirlendi (p=0,004). Hastaları düşme öyküsüne göre gruplandırarak değerlendirdiğimizde düşme öyküsü olan grupta sadece BASDAi'nin istatistiksel olarak anlamlı yüksek olduğunu görüldü. Düşme etkinlik ölçeği ile BASDAİ, BASFİ, HADS-A ve HADS-D arasında anlamlı korelasyon saptandı (p<0,01). BASDAİ, BASMİ, BASFİ, VAS ile HADS-A ve HADS-D arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı korelasyon saptandı (p<0,001). Yine BASDAİ, BASFİ, BASMİ, VAS ile HADS-A, HADS-D ve EASi-Qol arasında pozitif yönde korelasyon belirlendi. Sonuç: Çalışmamıza göre AS'li hastalarda, sağlıklı kontrollere göre düşme riski artmıştır. İleri yaş, uzun hastalık süresi, yüksek ağrı skorları, spinal mobilite ve fonksiyonellikteki kayıp, hastalık aktivitesi ve hastalarda meydana gelen postüral deformitelerin düşme için risk faktörleri olduğunu görüldü. Bu klinik özelliklere sahip hastaların poliklinik şartlarında düşme riski açısından değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastaların düşme riskinin değerlendirilmesininde düşme öyküsünün sorgulanması ile karar vermek yeterli olmadığı için, hastalar denge ölçümüne yönelik spesifik testler ile değerlendirilmelidir. Yine hastalığı aktif olan, spinal mobilite ve fonksiyonellikte kısıtlılık gelişmiş, yüksek ağrı skorlarına sahip ve düşme riski artmış hastalarda daha fazla anksiyete ve depresyon görüldüğü ve bu durumların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilelediğini saptadık. Poliklinik başvurularında ileri yaş ve uzun hastalık süresine sahip, hastalığı aktif olan, postür bozukluğu gelişmiş, fonksiyonelliği kısıtlanmış AS hastalarının düşme açısından artmış riske sahip oldukları düşünülmeli, bu hastaların depresyona daha eğilimli oldukları bilinerek hastalar değerlendirilmelidir.