Yazar "Mutluay, Merve Safa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ebeveynlerin Çocuklarda Süt ve Daimi Diş Yaralanmaları Hakkındaki Bilgi Düzeyi ve Tutumunun Değerlendirilmesi(2022) Soğukpınar, Aslı; Mutluay, Merve Safa; Mutluay, Abidin TalhaGiriş ve Amaç: Dental travmanın önlenmesi ve travma sonrası sürecin yönetilmesi; yeterli bilgi, hızlı karar verme ve acil eylem yeteneği gerektirir. Ebeveynlerin dental travmanın önlenmesi ve travma anında atılacak adımlar hakkında yeterli bilgi ve farkındalığa sahip olmasıyla oluşabilecek komplikasyonlar engellenebilir. Bu çalışmanın amacı ebeveynlerin çocuklarda süt ve daimi diş yaralanmaları hakkındaki bilgi düzeyi ve tutumlarını araştırmaktadır. Yöntem ve Gereçler: Çalışmaya çocukları için Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalına rutin diş muayenesi ve tedavisi için başvuran 300 ebeveyn dahil edildi. Ebeveynlerin bilgilendirilmiş gönüllü olur formunu imzalamaları ve anket formlarını yanıtlamaları beklendi. Bulgular: Dental travma hakkında bilgi düzeyini ölçen soruların tamamı için ebeveynlerin doğru cevap yüzdesi %67,8’dir. Ebeveynlerin %97,67'si daha önce dental travma hakkında eğitim almadığını bildirmiştir. Ebeveynlerin %80’i diş yaralanmaları hakkında daha fazla bilgi elde etmek istediğini, %13,67’ü ise bu konuda kararsız olduğunu belirtmiştir. Ebeveynlerin süt dişi intrüzyonu, daimi diş kron kırığı ve avülsiyonunun tedavisi hakkında bilgi düzeyi ise yetersiz bulunmuştur. Tartışma ve Sonuç: Ebeveynlerin dental travma konusundaki bilgi düzeyi, yaş ve cinsiyet kriterlerinden bağımsız olarak yetersizdir. Yaralanmayı takiben diş hekimine başvurma bilincine sahip olmaları ve travma ile ilgili eğitime ilgi duymaları olumlu bir bulgudur.Öğe The evaluation of MTA and Biodentine as a pulpotomy materials for carious exposures in primary teeth(Springer Heidelberg, 2019) Celik, Burcu Nihan; Mutluay, Merve Safa; Arikan, Volkan; Sari, SaziyeObjectiveThis study examined the effects of MTA and Biodentine on the clinical and radiographic success rates of pulpotomies performed on primary teeth with carious pulp exposures.Materials and methodsThis study was conducted with 44 mandibular primary molars requiring vital pulpotomy. Carious dentin surrounding the exposure site was used as the inclusion criteria for all teeth, which were randomly divided into two groups according to pulpotomy material [MTA group (n=24), Biodentine group (n=20)]. Treatment was followed up clinically and radiologically for 24months. Pulp canal obliteration was not regarded as a failure.ResultsClinical and radiographic success rates at the end of 24months were 100% for the MTA group and 89.4% for the Biodentine group. Success rates did not vary significantly between the groups (p=0.646). Pulp canal obliteration was observed in two teeth (8.3%) in the MTA group at 6months, but the teeth were found to be stabilized by 24months.ConclusionThe long-term clinical and radiographic success rates obtained in this study indicate that both MTA and Biodentine are appropriate options for pulpotomy treatment of primary teeth with carious exposure in patients whose teeth should be retained for long periods of time.Clinical relevanceThe etiology of exposure determines pulpal response, making it crucial to distinguish between mechanical and carious exposures. The carious exposure is presumed to be accompanied by severe inflammation, which makes the prognosis of treatment unpredictable. Biomaterials can be used especially in cases with carious pulp exposures.Öğe Evaluation of the push-out bond strength of ProRoot MTA and Biodentine after removal of calcium hydroxide and triple antibiotic paste(2018) Tulumbacı, Fatih; Almaz, Merve Erkmen; Arıkan, Volkan; Mutluay, Merve SafaAim: To evaluate the effect of calcium hydroxide (CH) and triple antibiotic paste (TAP) on the push-out bond strength of ProRoot® MTA and Biodentine®. Methodology: Root canals of 120 human teeth were instrumented using rotary files. To obtain a standard diameter of 1.5 mm, the roots were instrumented with a #6 Peeso reamer. The reamers passed 1 mm beyond the apex point to simulate open apices. The roots were randomly assigned into the following groups: Group 1 was administered calcium hydroxide (CH); Group 2 was administered triple antibiotic paste (TAP); and Group 3 was a control group and had no medicament. The medicaments were removed after 3 weeks. Thereafter, the specimens were divided into two subgroups (n = 20) according to which calcium silicate-based cement, ProRoot MTA (Dentsply Maillefer, Ballaigues, Switzerland) or Biodentine (Septodont, France), was applied. The push-out test was performed, and the data were analyzed statistically using one-way ANOVA and by Tukey’s post hoc test. Results: In both the ProRoot MTA and Biodentine groups, pairwise comparisons between medicaments showed similar values to the control group (p>0.05). Overall, there was a predominance of cohesive failures between root dentin and the cements. Conclusions: ProRoot MTA and Biodentine showed similar bond strength values, and prior application of TAP or CH did not affect the bond strength significantly.Öğe A Rare Case of "Double Teeth" in Permanent Dentition(2017) Mutluay, Merve Safa; S0nmez, Işıl Saroglu; Arıkan, VolkanFüzyon ve bigeminal dişler arasında kesin bir ayrım yapmak oldukça zordur. Bu sebeple, "İkiz diş" terimi füzyon, geminasyon gibi gelişimsel anomalileri tanımlamak için kullanılmaktadır. İkiz diş anomalisi; diş dizilimi ve ilişkilerini, ark simetrisini, görünümü ve periodontal dokuları et- kilemektedir. Dikkatli bir muayeneyi takiben, uygun bir tedavi planı ve düzenli kontrollerin yapıl- ması önemlidir. Bu makalede, alt daimi premolar dişte klinik olarak gözlemlenmeyen nadir bir ikiz diş anomalisi sunulmuştur. Sunulan olgu, sürekli dentisyonda klinik olarak gözlemlenmeyen ilk ikiz diş olgusudur. Gözlemlerimiz, dental anomalilerin teşhisinde dikkatli bir radyografik muaye- nenin önemini vurgulamaktadır.Öğe SODYUM HİPOKLORİT: ENDODONTİDE KULLANIM ALANLARI(2015) Mutluay, Abidin Talha; Mutluay, Merve SafaMikroorganizmalar pulpal ve periapikal hastalıkların başlangıç ve gelişiminde mayör rol oynarlar. Kök kanal sisteminde bulunan mikroorganizmaların elimine edilmesi, endodontik tedavilerin başlıca amacıdır. Bu amaca ulaşmak için mekanik enstrümantasyon ve antimikrobiyal irrigasyon solüsyonlarının kullanımı çok önemlidir. Sodyum hipoklorit, kök kanal tedavilerinde yaygın olarak kullanılan non-spesifik proteolitik antimikrobiyal bir ajandır. Bu derlemenin amacı; sodyum hipokloritin farklı özelliklerini ve endodontideki kullanım amaçlarını derlemektirÖğe Süt Dişi Vital Pulpa Amputasyonlarında Kullanılan Kanama Kriterinin Enflamatuar Belirteçlerle Ilişkisinin Incelenmesi(2016) Arıkan, Volkan; Sarı, Şaziye; Mutluay, Merve Safa; Kısa, Üçler; Soğukpınar, AslıBu çalışmada, çürüklü ekspoze süt molar dişlere ait koronal ve radiküler pulpadaki enflamasyon düzeyinin sağlıklı ve enfekte süt molar dişlerle karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve ekspozür bölgesinde hemostazın sağlanabilmesi ile pulpal enflamasyon düzeyi arasında herhangi bir ilişki olup olmadığının sorgulanması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın bir diğer amacı ise; ekspozür noktası ve kanal ağızlarındaki sitokin miktarlarının karşılaştırılması ve bu yolla enflamasyon varlığı açısından koronal ve radiküler pulpa arasında herhangi bir ilişki bulunup bulunmadığının sorgulanmasıdır. İlave olarak; süt dişi amputasyon tedavisinde kullanılan kanama kriterinin güvenilirliğinin sorgulanması amaçlanmıştır. Bu amaçlarla, çalışmamıza yaşları 5-9 arasında değişen 69 hastaya ait toplam 80 diş dahil edilmiş ve dişler, 2 adet Çalışma, 1 Negatif, 1 Pozitif Kontrol olmak üzere toplam 4 eşit gruba ayrılmıştır. Pulpa ekspozunu takiben ekspozür ve kanal ağızlarındaki kanama süresi kaydedilmiş ve kan örneklerinden IL-1ß, IL-2, IL-6, IL-8, IL-10, TNF-? ve PGE2 seviyeleri ELISA ile tespit edilmiştir. Gruplar arasındaki sitokin seviyeleri karşılaştırıldığında; ekspozür noktasında IL-6 seviyesinin 1. Çalışma Grubunda 2. Çalışma Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu, IL-1ß seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda hem ekspozür noktası hem kanal ağzında 1. Çalışma Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Benzer şekilde IL-6 ve IL-10 seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda 1. Çalışma Grubuna göre ekspozür bölgesinde, TNF-? ve PGE2 seviyesinin ise kanal ağzında istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. 1. Çalışma ve Negatif Kontrol Grubunda ekspozür noktası ve kanal ağzındaki tüm belirteçlerin seviyesinin, 2. Çalışma Grubunda ise IL-6 haricindeki tüm belirteçlerin seviyesinin Pozitif Kontrol Grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. IL-1ß ve IL-6 seviyesinin; Negatif Kontrol Grubunda sadece ekspozür noktasında 2. Çalışma Grubuna göre, IL-2, IL-6, IL-8, TNF-? ve PGE2 seviyesinin ise kanal ağzında istatistiksel olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Diğer belirteçler açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Ekspozür noktası ve kanal ağızlarındaki enflamasyon düzeyi arasındaki korelasyon değerlendirildiğinde; hiçbir belirtecin ekspozür noktası ve kanal ağzındaki seviyeleri arasındaki korelasyonun 4 grupta birden iyi derecede olmadığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde 4 grupta da ekspozür noktası ve kanal ağzındaki belirteç seviyeleri ile kanama süresi arasındaki korelasyonun iyi derecede olmadığı tespit edilmiştir. Çürüklü ekspoze süt dişlerinde enflamasyonun koronal pulpada sınırlandırılabileceği ve ekspozür noktasındaki kanamanın çürüklü ekspoze dişlerde vital pulpa amputasyonunda kullanılabilecek objektif bir kriter olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmamızın bulgularından yola çıkılarak çürüklü ekspoze süt dişlerinde enflamasyon varlığı açısından koronal pulpa ve kök pulpası arasında bir ilişki bulunmadığı sonucuna varılmıştır. İlave olarak, kanama süresi kriterinin, pulpanın patolojik durumu hakkında yanıltıcı olabileceği, pulpanın kanama durumunun enflamasyon düzeyi ile ilgili kesin bilgi vermediği ve konu hakkında aydınlatıcı yeni çalışmalara ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Süt dişlerinde restoratif materyal seçimi ve etkileyen faktörler(2016) Mutluay, Merve Safa; Mutluay, Abidin TalhaSon yıllarda, çürüklü süt dişlerinin restorasyonunda kullanılan materyallerde yeni gelişmeler elde edilmiştir. Süt ve karışık dişlenme döneminde estetik özellikleri nedeniyle sıklıkla tercih edilen cam iyonomer siman, rezin modifiye cam iyonomer, poliasit modifiye kompozit rezin (kompomer) ve kompozit rezin gibi materyaller günden güne geliştirilmektedir. Süt dişlenmede diş renginde restoratif materyallerin kullanımı, düşük başarısızlık oranlarıyla birlikte konservatif kavite preperasyonları için oldukça avantajlıdır. Ancak, yüksek çürük riskli hastaların ve pulpa tedavili dişlerin restorasyonunda estetik olmayan preforme metal kronlar tercih edilmelidir. Bu derlemede amacımız; süt dişi restorasyonlarında kullanılan restoratif materyaller hakkında bilgilerimizin güncellenmesi ve bu materyallerin avantaj ve dezavantajlarının tartışılmasıdır.