Yazar "Tufan, Erennur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hipernatremik dehidratasyon: Yenidoğanlarda nadir olmayan bir sorun(2010) Çakır, Elif Pınar; Aliefendioğlu, Didem; Tufan, Erennur; Altuğ, Ümit; Kırlı, ErhanGiriş: Serum sodyum seviyesinin 145 mEq/L’nin üzerinde olması olarak tanımlanan hipernatremi, yenidoğanda nispeten sık görülen bir elektrolit bozuklukluğudur. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmada Ocak 2007 ile Aralık 2008 arasında hastanemizde dehidratasyon nedeniyle izlenen ve serum sodyum düzeyi 145 mEq/L’nin üzerinde saptanan toplam 17 olgu çalışmaya alındı. Olguların dosyalarından anne yaşı, gebelik sayısı, doğum şekli, doğum ağırlığı, başvuru sırasındaki ağırlığı, postnatal yaşı, geliş yakınması, fififizik inceleme bulguları ve serum biyokimyasal ölçümleri kaydedildi. Bulgular: Olguların sekizi kız (%47.1), dokuzu erkekti (% 52.9). Ortanca (veri aralığı) olarak doğum ağırlığı 3340 gram (2600-4600), ağırlık kaybı %17.1 (10-30), postnatal yaş 6.2 gün (2-16), anne yaşı ise 24.9 yıl (21- 39) olarak saptandı. Olguların tamamı sadece anne sütüyle beslenmekteydi. Ortanca serum sodyum ve serum üre değerleri sırasıyla 158 mEq/L (149-192) ve 122 mg/dl (18-428) olarak bulundu. On iki olgu (%70.6) emmeme, iki olgu (%11.8) sarılık, üçü (%17.6) ise huzursuzluk yakınması ile başvurmuştu. Altı olguda (%35.3) nörolojik bulgular da eşlik etmekteydi. Oligoanürik ve/veya hipotansif olgulara sıvı yüklemesi ardından sıvı açığını yerine koyma tedavileri verildi. Sodyum düşüş hızı ortalama 0.50.2 mEq/saat (0.29-0.83) idi. Normal sodyum düzeylerine ulaşma zamanı 24-80 saat arasında değişmekteydi. Renal ultrasonografi yapılan (n6) olgulardan ikisinde pelvi-kalisiyel sistemde dilatasyon, birinde ise bilateral medüller nefrokalsinozis ile uyumlu görünüm saptanırken, kraniyal görüntüleme yapılan iki olguda bilateral talamik kanama saptandı. Yorum: Yenidoğanda nadir olmayan bir sorun olan hipernatremi, ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Annelere beslenme eğitimi verilmesi yanı sıra, erken dönemde ağırlık kaybı açısından yakın izlem tablonun gelişiminin engellenmesinde önemlidir.Öğe Side effects of metoclopramide: Does it deserve to prescribe for nausea, vomiting?(2010) Bülbül, Hızel Selda; Mısırlıoğlu, Dibek Emine; Tufan, Erennur; Evliyaoğlu, OlcayMetoklopramid antiemetik olarak kullanılan dopamin reseptör antagonistidir. Önerilen tedavi dozlarında da görülebilen ekstrapiramidal etkiler çocuklarda sık görülen akut yan etkilerdendir. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Bakanlığı Kırıkkale Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi acil polikliniklerine Mart 2006-Mart 2007 tarihleri arasında metoklopramid kullanımı sonrası ortaya çıkan yan etkileri ile başvuran 19 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmadaki hastaların yaşları 4 ila 174 ay arasında değişmekte olup 10 (%52,7)’u kızdı. Görülen yan etkiler; distonik reaksiyon, okulogirik kriz ve konvülsiyon idi. Tüm hastalarda semptomlar metoklopramid kullanımını takip eden ilk üç günde ortaya çıkmıştı. 17 hasta tek doz biperidene yanıt verirken bir hastaya ikinci doz uygulanması gerekmişti. Bir hastada konvülsiyon nedeniyle tedaviye midazolom eklenmişti. Klinisyenler metoklopramide kullanımı sonrası yan etkiler açısından dikkatli olmalıdır.Öğe Subjective tinnitus and hearing problems in adolescents(Elsevier Ireland Ltd, 2009) Bülbül, Selda Fatma; Muluk, Nuray Bayar; Çakır, Elif Pınar; Tufan, ErennurObjectives: We investigated the hearing problems and tinnitus frequencies in adolescents at three public primary and two high schools. Methods: This study was carried out at three public primary and two high schools. 428 Turkish school children (244 girls, 184 boys) were asked to voluntarily answer a set of questionnaires in their classrooms at the beginning of the training program. There were 250 students (105 male, 145 female) in Primary School and 178 (79 male, 99 female) students in High School. We used questionnaire to evaluate subjective tinnitus and hearing problems. Walkman usage, listening loud and noisy music., intra-familial physical trauma, concentration difficulty in class and school success were also evaluated. Results: In age-related groups (Group 1 = 11-13 years; Group 2 = 13-15 years; Group 3 = 16-18 years), hearing loss was present in 32.1% of Group 1, 19% of Group 2 and 28.3% of Group 3. Listening loud and noisy music was reported in 81.8% of Group 1, 95.4% of Group 2 and 87% of Group 3. Tinnitus was present 36.8% in Group 2, 33.5% in Group 1 and 31.5% in Group 3. Tinnitus after listening loud music was present in 42.7% of Group 2, 36.1% of Group 3 and 25.6% of Group 1. Among all students with tinnitus, 19.5% considered their school success as very good, 41.1% as good and 39.4% as bad. In students, using Walkman, tinnitus was seen both in the right and left ears. Conclusion: Tinnitus may be seen in adolescents at primary and high schools. Listening loud and noisy music and Walkman usage may cause an increase in the frequency of tinnitus manifestation. Adolescents should be educated about the hazardous effects of loud music. Education should include families, teachers, students, and whole community. These issues should be taken into public health policy of the countries. (C) 2009 Elsevier Ireland Ltd. All rights reserved.