Yazar "Yeral, Mahmut İlkin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A key challenge in gestational diabetes screening: resistance to oral glucose tolerance test screening and implications for neonatal health(2021) Tursun, Serkan; Yeral, Mahmut İlkin; Yıldız, Volkan; Ünal, Elif Gökçe; Guzoglu, Nilufer; Aliefendioglu, DidemObjective: Gestational diabetes mellitus (GDM) is the most common endocrine disorder in pregnancy, and the number of pregnant women resistant to oral glucose tolerance test (OGTT) has increased significantly in recent years. In this study, we investigated the extent of resistance to OGTT screening among pregnant women followed-up in our hospital and the effects of this situation on the newborn. Materials and Method: We conducted this study with pregnant women and their babies who were regularly followed up in the Obstetrics and Gynecology Department and Pediatrics Department of our hospital between December 1, 2015, and December 31, 2017. While we included those who did not accept an OGTT in the study group (Group 1), and we created the control group with those who accepted the test. Besides, the control group was divided into two groups as those accepted as GDM (Group 2) and normal (Group 3). Ultimately, we scrutinized the relationship between the OGTT and clinicopathological findings. Results: We included a total of 906 pregnant women and their babies in the study. Of women, 374 (41.3%) did not accept the test. The cesarean (C/S) delivery rate was significantly lower in the babies of mothers who did not have an OGTT (p<0.05). In addition, the hospitalization rate of the newborn babies of mothers who had an OGTT but did not have gestational diabetes was significantly lower than the other two groups (p<0.05). Conclusion: Our study revealed that resistance to the OGTT was a far-reaching issue and may lead to an increase in the hospitalization of newborns. Our results suggested that the inability to perform OGTT may have been due to some unidentified problems.Öğe Bölgesel nöral tüp defektli gebelerin sağlıklı gebelerle karşılaştırılması(2018) Sayan, Cemile Dayangan; Sağsöz, Nevin; Özkan, Zehra Sema; Yeral, Mahmut İlkin; Tursun, SerkanAmaç: Nöral tüp defektleri (NTD) nöral tüpün bir bölümünün kapanmasında meydana gelen kusur sonucu ortaya çıkan vesık görülen konjenital anomalilerdir. Dünya çapında her yıl yaklaşık 300.000 bebek NTD ile doğmaktadır ve NTD konjenitalanomalilerle ilişkili neonatal ölümlerin yaklaşık olarak %29’undan sorumlu tutulmaktadır. Bu çalışmada Kırıkkale ilinde2014-2017 yılları arasında saptanan NTD’li gebeler ile sağlıklı gebelerin demografik özellikleri ve laboratuar bulgularınıkarşılaştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya NTD’i tanısı almış 27 olgu ve 30 sağlıklı gebe dahil edildi. Olgularındemografik verileri ve laboratuvar değerleri kayıtlardan tarandı ve kaydedildi. Bulgular NTD’li ve sağlıklı gebelik gruplarıarasında karşılaştırıldı.Bulgular: NTD’li hastaların 15 tanesi meningomyelosel, 4 tanesi anensefali, 2 tanesi ensefalosel, 2 tanesi eksensefali, 2tanesi anensefali+ensefalosel, 1 tanesi meningomyelosel+ensefalosel ve 1 tanesi de myeloşizis tanılı idi. NTD grubununortalama vücut kitle indeksi kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti. Gruplar arasında laboratuvar parametreleriaçısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.Sonuç: Kırıkkale ilinde NTD’li ve sağlıklı gebeleri karşılaştırdığımız çalışmamızda NTD grubunda VKİ’nin kontrol grubunagöre anlamlı daha yüksek olduğunu tespit ettik. Çok merkezli ve artmış popülasyonla yapılacak yeni çalışmalar, Türktoplumunda NTD risklerini ayrıntılı olarak belirlemek açısından faydalı olacaktır.Öğe Histerektomi sonrası adenomyozis ve leiomyoma tanıları alan hastaların pre-operatifinflamasyon parametrelerinin karşılaştırılması(2019) Erdoğan, Funda; Sayan, Cemile Dayangan; Yeral, Mahmut İlkin; Özkan, Zehra; Sağsöz, NevinAmaç: Bu çalışmada histerektomi sonrası, adenomiyosis ya da leiomyoma histopatolojik tanısı alan hastaların pre-operatifbeyaz küre ve platelet sayısı, nötrofili, nötrofil/lenfosit oranı, platelet/lenfosit oranı, platelet dağılım genişliği, ortalamaplatelet hacmi ve plateletcrit değerlerinin değerlendirilmesi ve iki hastalık arasında bu değerler açısından fark olupolmadığının araştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Post-operatif histopatolojik tanıları leiomyoma ya da adenomyosis olan 640 hasta çalışmaya dahil edildi.Hastaların demografik özellikleri ve hemogram testi sonuçları retrospektif olarak incelendi.Bulgular: Toplam 640 hastanın, %61,40’ı (n=393) leiomyoma ve %38,60’ı (n=247) adenomyosis histopatolojik tanısı almıştı.Gruplar arasında beyaz küre ve platelet sayısı, platelet dağılım genişliği, platelet crit, platelet/lenfosit oranları venötrofil/lenfosit oranları açısından fark yoktu. Leiomyoma grubunda ortalama platelet hacmi değerleri ve nötrofil yüzdelerianlamalı olarak adenomiyozis grubuna göre yüksekti.Sonuçlar: Ortalama platelet hacmi ve nötrofili yüzdesi değerleri leiomyoma ve adenomyozis hastalıkları ayırıcı tanısındayardımcı bir yöntem olarak kullanılabileceği konusunda umut vericidir ancak bu bulguların prospektif kontrollü çalışmalarladesteklenmesi gerekmektedir.Öğe Magnesium Sulfate Has Potential Scavenging Effects on Cyclophosphamide-Induced Ovarian Damage in A Rat Model(2019) Yeral, Mahmut İlkin; Sayan, Cemile DayanganObjective: This study proposed to investigate whether magnesium sulfate (MgSO4)could reduce the ovarian damage induced by cyclophosphamide (Cyc). Material and Methods:Thirty female rats were used for this study: Control group (n10)- Only laparotomy; Cyc groupn10)-75 mg/kg Cyc intraperitoneally; and CycMgSO4 group (n10)-75 mg/kg Cyc on day 0 and200 mg/kg MgSO4 on days 1-7 (both intraperitoneally). The extent of histopathological damage andthe number of ovarian follicles were determined. The levels of anti-Mullerian hormone (AMH)were measured in blood samples. Results: Statistically significant differences in the AMH valueswere observed in the control group versus Cyc group and Cyc group versus CycMgSO4 group(p0.05). The levels of AMH were the least in the Cyc group. The total tissue damage in the Cycgroup was significantly higher than that in the control, as well as in the CycMgSO4 group(p0.05). The follicle counts were the least in the Cyc group. Conclusion: Cyc caused ovarian damage and reduced the ovarian reserves. The ovarian reserves in the MgSO4-treated group were better than those in the other groups, and there was least ovarian damage in the MgSO4-treated group.Öğe TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBINDA HEMATOLOJİK PARAMETRELERİN ÖNEMİ(2019) Yeral, Mahmut İlkin; Çoşkun, Buğra; Çoşkun, Bora; Karslı, Mehmet; Simsir, CoskunAmaç: Tekrarlayan gebelik kaybı hastalarında hematolojikparametre değişikliklerini incelemeyi hedefledik.Gereç ve Yöntem: Kliniğimize başvuran ardışık en az ikidüşük yapmış 252 hasta çalışmaya dahil edildi. Ardışık ikidüşük yapan hastalar 1. grup (n=198), üç ve üstü düşük yapanhastalar ise 2. grup (n=54) olarak isimlendirildi. Hastalarınyatış dosyasındaki demografik veriler ve hematolojikparametreler retrospektif olarak incelendi.Bulgular: Demografik veriler karşılaştırıldığında; gruplarınyaş ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farksaptanmadı (p=0.069). Vücut kütle indeksi, gravida, parite,yaşayan çocuk sayısı bakımından ise iki grup arasındaistatistiksel olarak anlamlı fark saptandı ve 2. grupta dahayüksekti (p<0.05). Laboratuvar parametrelerinde ise; 2. gruptaantikardiolipin IgM ve IgG değerleri istatistiksel olarakanlamlı derecede yüksek saptandı (p<0.05). APTT, PT, INR,fibrinojen, aktive protein-C rezistansı, antitrombin-3, proteinC, protein S değerleri bakımından iki grup arasında istatistikselolarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).Sonuç: Tekrarlayan gebelik kaybı olan hastalardaantifosfolipid antikor taramanın, düşük maliyetli ve etkili biryaklaşım olacağı sonucuna varılmıştır.Öğe YENİ SEKSÜEL AKTİF KADINDA DEV HİDROSALPENKS(2018) Sayan, Cemile Dayangan; Özkan, Zehra Sema; Yeral, Mahmut İlkin; Erdoğan, Funda; İslambay, ZeynepPelvik inflamatuvar hastalık, endometrit, parametrit, ooforit, tubo-ovaryan abse ve/veya peritoniti kapsayan üst genital yollarının inflamasyonu olarak tanımlanır. Pelvik inflamatuar hastalık çoğunlukla alt genital trakttan asendan yolla gelen enfeksiyonlardan kaynaklanır. Reproduktif çağda olan ve rahim içi araç kullanan kadınlar pelvik inflamatuvar hastalık açısından yüksek risk taşırlar. Bu çalışmada yeni seksüel aktif genç kadında dev hidrosalpenks olgusu sunuldu. Yeni seksüel aktif (4 ay), 23 yaşında kadın hasta jinekoloji polikliniğimize karın ağrısı, ateş ve halsizlik şikâyetleri ile başvurdu. Ateşi 38.7 oC olarak ölçüldü. Jinekolojik muayenede eksternal genital organlar normal, serviks nullipar görünümde idi ve gri-kahverengi kokulu akıntı izlendi. Transvajinal ultrasonografide sağ adneksiyel alanda 91x29 mm boyutunda hidrosalpenks görünümü izlendi. Hasta hastaneye yatırılarak 14 gün süre ile parenteral geniş spektrumlu antibiyotik tedavisi verildi. Taburculuk sonrası oral antibiyotik tedavisine devam edildi. Oral antibiyotik tedavisinin 2. hafta ve 1. ay kontrollerinde hidrosalpenks görünümü sırası ile 48x9 mm ve 30x8 mm boyutlarına geriledi. Reproduktif çağdaki kadınları etkileyen pelvik inflamatuvar hastalık seksüel aktivitenin başlamasından kısa bir süre sonra ortaya çıkabilir ve erken dönemde ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Bu nedenle seksüel aktivitesi yeni başlamış genç yaş kadınların seksüel geçişli hastalıklar hakkında bilgilendirilmesi gereklidir.