Osmanlı Devleti'nde divani sistemden malikâne sistemine geçiş süreci ve uygulamaları (1695 - 1730) -Ankara ve Bursa örneği-

dc.contributor.advisorÖzçelik, İsmail
dc.contributor.authorDoğan, Hakan
dc.date.accessioned2021-01-16T19:01:58Z
dc.date.available2021-01-16T19:01:58Z
dc.date.issued2017
dc.departmentKKÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim Dalı
dc.description.abstractViyana Kuşatması (1683) ile başlayan ve Karlofça Antlaşması'na (1699) kadar devam eden süreç Osmanlılardaki malî buhranın şiddetlenmesine yol açmıştı. 1695 yılı itibariyle devlet, bu darboğazı aşmak ve artan nakit ihtiyacını karşılamak için, mukataaların üç yıllık dönemler halinde iltizama verilmesi uygulamasından vazgeçerek bu mukâtaaları kayd-ı hayat şartıyla satma yoluna gitmişti. Malikâne adı verilen bu yeni sistem bir tür sınırlı süreli bir özelleştirme anlamına geliyordu. Ancak malikâne uygulaması malikâne sahibine mukataanın mülkiyetini devretmiyordu. Burada ömür boyu verilen, malikâneye konu olan mukataanın işletme hakkı idi. Osmanlı maliyesinde yaklaşık seksen yıl boyunca uygulanan bu sistem 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nın sonuna kadar devam etmiş ve bazı unsurları değiştirilerek esham sistemine geçilmiştir. Anadolu Eyaleti içerisinde yer alan Bursa ve Ankara'ya bağlı kaza, nahiye, köy ve mezraalarda da mukataaların malikâne olarak satışına uygulamanın ilk yıllarından itibaren başlanmıştı. Bu sancaklardaki mukâtaa ve maktû'ların malikâne olarak satışı, genellikle merkezden yani Divan-ı Hümâyûn tarafından gerçekleştirilmişti. Yine bu iki şehirde satışı gerçekleştirilen malikâne mukataaların merkezî hazineye ödemesi gereken senelik mallarının akçe, muaccele bedellerinin ise guruş-ı esedî ile hesap edildiği görülmektedir. Devletin malikâne olarak satışında öncelik verdiği köy ve mezraaların her iki şehirde de toplam satışlar içerisinde ilk sırayı aldığı tespit edilmiştir. Ankara'da malikâne olarak satışı gerçekleştirilen mukataaların başlıcaları arasında; ihtisab, bâc-ı bazar-ı çûb, damga, kirpas, mirliva, adet-i ağnam mukataaları ve yerleşim yeri olan mukataalar yer alırken, Bursa'da ise; ihtisâb, mîzân-ı harîr, mancınık, mengene, bâc-ı bazar-ı galle, beytülmâl-ı amme ve hassa, tamga-yı akmişe, gümrük-i kantar-ı Denkîn, kapan-ı meyve-i huşk, bâc-ı bây-ı ağnam serçin ve derçin, tahmis-i kahve, damga-i boyahane-i bogasi, âdet-i ağnam, bâc-ı kapan, şemhâne, Mudanya İskelesi, Han-ı Cedîd, İnegöl, Yenişehir Hassı mukataaları bulunmaktaydı.en_US
dc.description.abstractThe process, which had begun with the siege of Vienne (1683) and continued until the Treaty of Karlowitz (1699), caused the deepening of the fiscal depression in the Ottoman Empire. By 1695, the Ottoman Empire decided to sell its tax revenues not for tree-years periods but for a life-term period of the tax farmer in order to overcome the fiscal bottleneck and to meet the increasing need for cash. This new system, called the mansion (malikâne), meant a kind of limited-time privatization. However, the mansion practice did not transfer the state ownership of property to the tax farmer. It was the right to operate the revenue of the mansion, which was given here for life-time. This system, which was practiced for about eighty years in Ottoman financial system, continued until the end of the Ottoman-Russian War of 1768-1774, and some of its elements were changed to a new system which was called as Esham. The municipalities, townships, towns and villages in Bursa and Ankara which were belong to the Anatolian province started subject mansion system in the earlier dates of the system. The sale of these revenues as "mukataa" and "maktu" was operated by the imperial center. It is also seen that the yearly income of the mansion properties sold in these two cities are accounted as the "guruş-ı asedî". It has been determined that the villages which the state gave priority to sale as the mansion, took the first place in total sales in the both cities. The revenues of ihtisab, bâc-ı bazar-ı çûb, damga, kirpas, mirliva, adet-i ağnam and settlements were among the leading revenues sold as mansions in Ankara. Whereas the revenues of ihtisâb, mîzân-ı harîr, mancınık, mengene, bâc-ı bazar-ı galle, beytülmâl-ı amme ve hassa, tamga-yı akmişe, gümrük-i kantar-ı Denkîn, kapan-ı meyve-i huşk, bâc-ı bây-ı ağnam serçin ve derçin, tahmis-i kahve, damga-i boyahane-i bogasi, âdet-i ağnam, bâc-ı kapan, şemhâne, Mudanya İskelesi, Han-ı Cedîd, İnegöl, Yenişehir Hassı, were among the leading revenues sold as mansions in Bursa.en_US
dc.identifier.endpage571en_US
dc.identifier.startpage1en_US
dc.identifier.uri
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12587/15713
dc.identifier.yoktezid477477
dc.language.isotr
dc.publisherKırıkkale Üniversitesien_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectTarihen_US
dc.subjectHistoryen_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.subjecten_US
dc.titleOsmanlı Devleti'nde divani sistemden malikâne sistemine geçiş süreci ve uygulamaları (1695 - 1730) -Ankara ve Bursa örneği-en_US
dc.title.alternativeThe process of transiton fromthe divani system to the mansion systemand its applications in the Ottoman Empire (1695-1730) – the cases of Ankara and Bursa-en_US
dc.typeDoctoral Thesisen_US

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Yükleniyor...
Küçük Resim
İsim:
477477.pdf
Boyut:
8.42 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Açıklama:
Tam Metin/Full Text