Türkiye'nin Yeni Orta Doğu Yaklaşımı

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2010

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Türkiye'de 2002 yılında iktidara gelen AKP hükümetinin yeni Orta Doğu yaklaşımı, eskinin bölgeden uzak durma ya da bölgeye Batı adına yaklaşma politikasından uzaklaşarak, komşularla sıfır sorun hedefi çerçevesinde her alanda ilişkileri geliştirmeyi, bölge ülkeleriyle ilişkileri stratejik üstünlük ve artı değer haline getirmeyi ve bu şekilde Türkiye'nin etrafında stratejik bir derinlik ve güvenlik çemberi oluşturmayı öngörmektedir. Belli çevrelerin ve ülkelerin tepkisini çeken yeni yaklaşım, Türkiye'yi bölgede eskisinden çok daha etkili ve kabul gören bir devlet haline getirmiştir. Eski önyargıları yıkan Türk yetkililerin bölgeyle ilgili girişimleri ve düşünceleri, bölge devletlerince belli derecede dikkate alınmakta ve bölgede olumlu yönde gelişmeler ortaya çıkarmaktadır. Yeni yaklaşım, kökleşmiş bölgesel sorunları ve tarihsel düşmanlıkları bir anda ortadan kaldırmayacak olsa da bölge ülkeleri ve dünya güçleri açısından doğru yönü işaret etmektedir. Türk dış politikası bakımından da bağımsız dış politika izlemenin sıkıntılarını, sınırlarını ve gerekliliğini ortaya koymaktadır
The new Middle Eastern approach of the AKP government represents the abandonment of the former Turkish policy of avoiding involvement in the region or being active in the region on behalf of the West. It stipulates improving relations with the neighboring countries in every field with a zero-problem goal, turning relations with the regional countries into a strategic supremacy and advantage and thus creating a strategic depth and security belt around Turkey. The new approach, which has attracted the enmity of certain circles and countries, has made Turkey a much more effective and respected country in the region. The initiatives and views of Turkish authorities, which destroy former prejudices, are supported by regional countries to a certain degree and bring about positive developments in the region. Although the new approach will not eradicate deep-rooted regional problems and historical enmities in the near future, it points to the right direction for regional countries and world powers. It also demonstrates the problems, limitations and indispensability of pursuing an independent foreign policy for Turkish policy makers.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Bilig / Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

0

Sayı

52

Künye