Yazar "Akgül, Mehmet Hüseyin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Determination of S1 screw adjustment parameters using by 3D CT images in healthy subjects(2019) Akgül, Mehmet Hüseyin; Burulday, Veysel; Öğden, Mustafa; Yüksel, UlaşBackground: The aim of this study was to investigate the anthropometry of the posterior superior iliac spine (PSIS) types in the Turkish population and to determine the safe limits of the length and angle of the sacrum by the posterior lumber approach in lumbosacral instrumentation surgery.Material and Method: Sacral regions (left and right pedicle lengths and pedicle angles) and PSIS types of healthy subjects were evaluated using 3D images.Results: A total of 111 patients (58 males and 53 females) were included in the study. The mean age was 46.9 ± 14.8 in males and 44.3 ± 16.4 in females. In men, the right pedicle length was 52.83 mm, the left pedicle length was 53.81 mm, the right pedicle angle was 35.84, the left pedicle angle was 35.13, and the caudal angle was 39.24 degrees. In females, right pedicle length was 48.88 mm, left pedicle length was 49.28 mm, right and left pedicle angle was 35.83, and caudal angle was 39.24 degrees. PSIS type 1 was found to be 58.6%, type 2 32.4% and type 3 9%.Conclusion: Optimal screw lengths, angles and proper screw orientations can be easily and safely operated in posterior stabilization. In this study, morphometric and anthropometric information related to sacral screw orientation were also determined. These data may help to prevent surgical complications by contributing to the surgeon about preoperative anatomical structure in lumbosacral surgery stabilization procedures.Öğe HİDROSEFALİLİ BİR HASTADA VENTRİKÜLOPERİTONEAL ŞANT KATETERİNİN DİSTAL UCUNUN İNGUİNAL HERNİ KESESİNE MİGRASYONU(2017) Yüksel, Ulaş; Akgül, Mehmet Hüseyin; Günal, Yasemin Dere; Özmen, İsmail; Bakar, BülentLiteratürde ventriküloperitoneal (VP) şant kataterinin intestinal perforasyon, inguinal herni, peritonit gibi abdominal komplikasyonlara neden olabileceği bildirilmiştir. Hidrosefali nedeniyle VP şant takılmış 2 aylık erkek hastanın klinik takibinde, şant ameliyatından otuz gün sonra sol kasığında şişlik saptandı. Yapılan abdominal ultrasonografi ve direkt grafi tetkiklerinde hastanın sol skrotumu içerisinde VP şant kateterinin distal ucunun izlenmesi üzerine hasta Çocuk Cerrahisi Bölümü tarafından değerlendirildi. Hastaya sol inguinoskrotal herni tanısı koyularak ameliyat edildi. Kateter ucu karın içerisine redükte edilerek yüksek ligasyon ile inguinal herni onarımı yapıldı. Hastanın ameliyat sonrası üç aylık takibi sonunda nüks ve/veya komplikasyon izlenmedi. Sonuç olarak VP şant takılan hastalarda inguinoskrotal komplikasyonlar akılda tutulmalıdır. VP şant ameliyatı sonrası kasık bölgesindeki şişlikler inguinal herni açısından değerlendirilmeli ve erken tanı ve tedavi için aile bilgilendirilmelidir.Öğe Multipl Servikal Foraminal Perinöral Kistler. Olgu Sunumu(2017) Yüksel, Ulaş; Akgül, Mehmet Hüseyin; Öğden, Mustafa; Bakar, BülentPerinöral kistler içi beyin omurilik sıvısıyla dolu olup epinörium ve perinöriumda kistik dilatasyonlar sonucu oluşur. En sık sakral bölgede görülen perinöral kistler nadiren servikal bölgede görülür. Çoğunlukla asemptomatiktir fakat sinir kökü veya spinal kord basısı meydana gelirse semptomatik hale dönüşebilir. Bir yıldır devam eden boyunda ağrı ve kasılma şikayetleri ile başvuran hastanın muayenesinde boyun hareketleriyle mevcut şikayetlerinin artığı fakat herhangi bir nörolojik defisitin olmadığı saptandı. Servikal manyetik rezonans görüntülemede multipl servikal foraminal perinöral kistler gözlendi. Elektromyelografisi normal gelen hastaya medikal tedavi ve istirahat önerildi. Üç ay sonrasında hastanın aktif şikayetlerinin tama yakın azaldığı gözlendi. Sonuç olarak, günümüzde nadir saptanan servikal perinöral kistlerin asemptomatik olmakla beraber spinal kord ve / veya kök basısı nedeniyle semptomatik hale dönebileceği akılda tutulmalı ve hastalar takip edilmelidir.Öğe POTT DISEASE MIMICKING A SPINAL TUMOR: A CASE REPORT(Kırıkkale Üniversitesi, 2017) Yüksel, Ulaş; Akgül, Mehmet Hüseyin; Öğden, Mustafa; Atasoy, Pınar; Keskil, SemihDelays in the diagnosis and treatment of spinal tuberculosis may leadto vertebral fracture and spinal cord compression that may cause to the secondarypersistent neurological loss and spinal deformity.52 year-old man admittedto hospital with progressive back pain and paraparesis. There was weigth loss withoutnigth fewer or nigth sweiting in his past history. His neurological exam revealedparaparesisand hypoesthesia under the T9 level. There was pathologic collaps a fracture and kyphosis inT8 and T9 vertebrae in his radiological images. In laboratory tests C-reactiveprotein and sedimentation values ??were close to normal. He was underwent stabilisationsurgery and histopatological exam of the tissue specimens revealed caseificationnecrosis. On follow-up, patient's neurological symptoms were delayed at fourth postoperativemonth and returned to normal daily life at the end of the third year. Pott disease should alsobe considered in pathological vertebral fractures even without weight loss,night sweats, fever.Öğe Pott Disease Mimicking a Spinal Tumor: A Case Report(2017) Yüksel, Ulaş; Akgül, Mehmet Hüseyin; Öğden, Mustafa; Atasoy, Pınar; Keskil, SemihSpinal tüberkülozun tanı ve tedavisindeki gecikmeler bu hastalığa bağlı gelişebilecek komplikasyonlara (omurga kırığı, epidural apse gibi) ikincil omurilik basılarına ve kalıcı nörolojik kayıplara ve omurgada şekil bozukluğuna yol açabilmektedir. 52 yaşında erkek hasta, bir yıldır ilerleyici ve artan vasıfta sırt ağrısı ve bacaklarda güçsüzlük şikayetleri ile gelen hastanın öyküsünde ateş ve gece terlemesi olmamasına rağmen kilo kaybı vardı. Nörolojik muayenesinde alt ekstremite kas gruplarında 2/ 5 kuvvet kaybı ve T9 seviyesi altında ileri hipoestezi saptandı. Yapılan radyolojik görüntüleme tetkiklerinde T8 ve T9omurlarındaspinal kanalı daraltan patolojik çökme kırığı ve kifoz tespit edildi. Laboratuar tetkiklerinde C-reaktif protein ve sedimantasyon değerleri normale yakındı. Mevcut güç kaybı ve radyolojik bulgular nedeniyle ameliyat edilen hastanın doku patolojisinde nekrozitan granülomlar ve kazeifikasyon nekrozu görülmesi üzerine anti-tüberküloz tedavi başlandı. Hastanın takibinde ameliyat sonrası dördüncü ayda nörolojik bulgularının düzelmeye başladığı ve üçüncü yılın sonunda normal günlük hayatına döndüğü gözlendi. Sonuç olarak, günümüzde nadir görünmekle birlikte patolojik omurga kırığı düşünülen hastalarda tüberküloz ve Pott hastalığı da akla getirilmelidi.