Yazar "Başalan, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antiparasitic efficiency of Artemisia absinthium on Toxocara cati in naturally infected cats(2011) Yıldız, Kader; Başalan, Mehmet; Duru, Özkan; Gökpınar, SamiAmaç: Bu çalışmada Toxocara cati ile doğal enfekte kedilere Artemisia absinthum ekstresinin etkinliğini ile in vitro ortamda T.cati yumurtasındaki embriyonik gelişime etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Artemisia absinthum ekstresi kedilere 300 mg/kg (Grup 1) ve 600 mg/kg (Grup 2) dozda ağızdan verilmiştir. Ekstre günde bir kez olacak biçimde 7 gün süreyle uygulanmıştır. Kedilerin dışkıları tedavi öncesinde, tedavi esnasında ve tedavi sonrasında makroskobik ve doymuş tuzlu su fl otasyon yöntemi ile mikroskobik olarak incelenmiştir. Ekstre verilmesi bittikten sonraki 8 gün süreyle dışkı incelenmiştir. Dışkı yumurta sayısındaki değişim McMaster tekniği kullanılarak belirlenmiştir. Bulgular: Deneme gruplarındaki kedilerde gram dışkıdaki yumurta sayısının dereceli olarak azaldığı gözlenmiştir. Tedavi esnasında kedilerde ALT, AST, ALP, üre ve kreatinin aktivitelerinin fi zyolojik değerler arasında olduğu belirlenmiştir. A.abstinhum ile yapılan in vitro denemelerde tüm gruplarda (tedavi ve kontrol) T.cati yumurtaları içindeki embriyonik gelişimin benzer olduğu gözlenmiştir. A.absinthum ekstresi in vitro ortamda larva gelişimini engellemediği belirlenmiştir. Sonuç: Bu bitki ekstresi gelecekte parazit hastalıkalrının tedavisi için bir alternatif olabilir.Öğe Appropriation of feedlot rations' nutrient levels of imported cattle in central region of Turkey(Oxford Univ Press Inc, 2020) Başalan, Mehmet; Ekinci, Ozan A.[Abstract No tAvailable]Öğe Broyler rasyonlarında organik selenyum ve vitamin E kullanımının performans, iç organ ağırlıkları ve kan parametreleri üzerine etkisi(2010) Yalçınkaya, İlkay; Güngör, Tülün; Başalan, Mehmet; Çınar, Miyase; Saçaklı, PınarBu araştırma, broyler rasyonlarına katılan organik selenyum (Sel-Plex) ile vitamin E’nin canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma, bazı iç organ ağırlıkları ve kan serumunda vitamin E düzeyleri üzerine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada hayvan materyali olarak toplam 120 adet günlük erkek broyler civciv (Ross 308) kullanılmıştır. Hayvanlar her birinde 10 hayvan bulunan, 3 alt gruptan oluşan 4 deneme grubuna ayrılmıştır. Kontrol grubu (K) rasyonuna selenyum (Se) ve vitamin E ilavesi yapılmamıştır. Deneme grubu rasyonlarına sırasıyla 0.6 ppm organik selenyum (Sel-Plex) (Se); 150 IU/kg Vitamin E (E) ve 0.6 ppm organik selenyum (Sel-Plex) + 150 IU Vitamin E (Se+E) kombine olarak katılmıştır. Deneme 42 gün sürmüştür. Gruplar arasında canlı ağırlık, yem tüketimi, yemden yararlanma ve rölatif iç organ ağırlıkları bakımından istatistiksel bir fark tespit edilmemiştir (P>0.05). Serum vitamin E seviyesi, vitamin E (E) ilave edilen grupta, diğer gruplardan daha yüksek bulunmuştur (P<0.05).Öğe Broyler Rasyonlarında Üzüm Posası ve Enzim Kullanımının Performans Parametreleri Üzerine Etkisi(2021) Şen, Gökhan; Başalan, Mehmet; Oktay, Mehmet Naci; Evci, ŞevketBu çalışmada, şarap endüstrisi yan ürünü olan ve yapısal karbonhidratlarca zengin üzüm posasının enzim ile broyler rasyonlarına ilavesinin canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma oranı performans değerleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Çalışma üç ana grup ve her grup dört alt grup içerecek şekilde düzenlenmiştir. Bu amaçla 120 adet 0 günlük Ross 308 ırkı broylerler kullanılmıştır. Kontrol, Üzüm ve Enzim grupları adı altında her grupta 40 adet, her alt grupta 10 adet civciv olacak şekilde dağılım gerçekleştirildi. Kontrol grubu temel rasyonu tüketmiş olup, üzüm grubu temel rasyona %5 üzüm posası ilave edilen rasyonu, enzim grubu ise temel rasyona %0.1 enzim ve %5 üzüm posası ilave edilen rasyonu tüketmiştir. Çalışma sonunda enzim ilavesinin canlı ağırlık ve canlı ağırlık artışını olumlu etkilediği (p<0,05), yem tüketimi üzüm ve enzim gruplarında arttığı (p<0,05), bununla birlikte yemden yararlanmanın ise tüm gruplarda benzer olduğu (p>0,05) görülmüştür. Sonuç olarak yan ürün olarak açığa çıkan yapısal karbonhidratlarca zengin bir ürün olan üzüm posasının enzim ile rasyonlara katılmasının yararlı olacağı belirlenmiştir.Öğe The determination of nutrient contents and metabolizable energy levels of some grains and grain by-products produced in Kirikkale region(Ankara Univ Press, 2007) Güngör, Tülin; Başalan, Mehmet; Aydoğan, İlkayThis experiment was carried out to determine the nutrient contents and metabolizable energy (ME) levels of some plant origin feedstuffs produced in Kirikkale Region. Some grains and by-products including corn, barley, wheat, screening wheat, vetch, chickling vetch, wheat bran, selector leftover wheat were used in this experiment. In this study dry matter, crude protein, ether extract, crude ash and nitrogen free extract levels of feed samples were determined by Weende Analysis methods and crude fiber levels by Crampton and Maynard's method. The equations developed by Carpenter and Clegg was used to calculate the ME values of feeds for poultry and the equation by Turkish Standard Institute was used to calculate the ME values of feeds for ruminants.Öğe Kurutulmuş damıtma-tane ve çözünürlerinin (DDGS) hayvan beslemede kullanımı(2015) Şenyüz, Hasan Hüseyin; Karslı, Mehmet Akif; Başalan, MehmetÖzet: Dünya genelinde artan nüfus ve gelişen teknolojiye bağlı olarak enerji ihtiyacı artmıştır. Böylelikle insanlar alter- natif enerji kaynaklarına yönelmiş ve yenilenebilir enerji kaynakları da hayvan besleme için alternatif yem maddelerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Son yıllarda bu kaynaklar arasından ülkemizde en çok tercih edilenlerden bir tanesi ise Distillers Dried Grains with Solubles (DDGS) olmuştur. Bu çalışmada, DDGSnin elde edilme yöntemleri, besin madde içeriği, kalitesini etkileyen faktörler, ruminantlarda, kanatlı hayvanlarda, balıklarda, tek mideli hayvanlarda kul- lanım olanakları detaylı bir şekilde değerlendirilmiştir. Ayrıca, DDGSin rasyonlarda kullanımının ekonomik analizi ile ilgili birtakım bilgiler de sunulmuştur. Sonuç olarak DDGS Türkiyede üretilmediği için kullanımındaki en önemli unsur maliyetidir. Güncel hali ile sadece süt sığırı beslemede protein kaynağı olarak kullanılabilir. Beside ise enerji kaynağı olan arpanın maliyetleri uygun olduğu için DDGS kullanımına ihtiyaç yoktur.Öğe Kırıkkale yöresinde üretilen bazı kaba yemlerde besin madde miktarları ve metabolize olabilir enerji düzeylerinin belirlenmesi(2008) Güngör, Tülin; Başalan, Mehmet; Aydoğan, İlkayBu çalışma Kırıkkale yöresinde üretilen ve ruminant beslemede yaygın olarak kullanılan bazı kaba yemlerde ham besin madde miktarları ile metabolize olabilir enerji (ME) düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada Kırıkkale yöresinde üretilen bazı kaba yemler (yonca kuru otu, macar fiği kuru otu, mısır silajı, kuru mısır hasılı, buğday samanı, nohut samanı ve üzüm cibresi) kullanılmıştır. Kaba yem örneklerinde kuru madde (KM), ham protein (HP), ham kül (HK), ham yağ (HY) analizleri Weende analiz sistemine göre ve ham selüloz (HS) analizleri ise Crampton ve Maynard metoduna göre yapılmıştır. Yemlerin asit deterjan fiber (ADF) ve asit deterjan lignin (ADL) içerikleri ise Van Soest yöntemine göre belirlenmiştir. Yem maddelerinde ME değerleri HS, ADF ve ADL sonuçlarından yararlanılarak hesaplanmıştır. Kaba yemlerin KM düzeyleri %90.12-95.31 arasında değişmektedir. İyi kaliteli ve kötü kaliteli yonca kuru otu, mısır silajı, buğday samanı ve üzüm cibresinde ortalama HP ve HS miktarları sırasıyla %20.26, 12.11, 5.61, 3.63, 12.15 ve 24.71, 30.62, 33.30, 45.53, 33.52 olarak belirlenmiştir. Bu çalışmada, Kırıkkale yöresinde üretilen bazı kaba yemlerin besin madde kompozisyonu ve enerji değerleri tespit edilerek tablo haline getirilmiştir.Öğe Kırıkkale yöresinde üretilen bazı tane yemler ve yan ürünlerinde besin madde miktarları ve metabolize olabilir enerji düzeylerinin belirlenmesi(2007) Güngör, Tülin; Başalan, Mehmet; Aydoğan, İlkayBu çalışma Kırıkkale yöresinde üretilen ve yem hammaddesi olarak karma yem üretiminde kullanılan bazı bitkisel kaynaklı yem maddelerinde ham besin madde miktarları ile metabolize olabilir enerji (ME) düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada Kırıkkale yöresinde üretilen bazı tane yemler ve yan ürünleri (mısır, arpa, buğday, elekaltı buğday, fiğ, mürdümük, buğday kepeği, selektör artığı) kullanılmıştır. Yem örneklerinde kuru madde, ham protein, ham kül, ham yağ ve azotsuz öz madde analizleri Weende analiz sistemine göre ve ham selüloz Crampton ve Maynard metoduna göre yapılmıştır. Yem maddelerinde ME değerlerinin hesaplanması için kanatlılarda Carpenter ve Clegg formülü, ruminantlarda ise TSE tarafından önerilen formül kullanılmıştır.Öğe Kırıkkale'de endüstri bölgesi civarında toprak, yem. su ve bu yörede yetiştirilen koyunlar ile parazitlerinde bazı ağır metallerin (Cd, Cu, Pb, Zn) belirlenmesi(2008) Beşkaya, Atilla; Yıldız, Kader; Başalan, Mehmet; Us, M. FarukBu çalışma Kırıkkale’de petrol rafineri ve silah fabrikaları çevresinde yetiştirilen koyunların çeşitli dokularında, bu koyunlarda bulunan parazitte (kist hidatik), yem, su ve toprakta bazı ağır metal düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Endüstri bölgesindeki bitki, toprak ve sudaki kadmiyum düzeyi ortalamaları arasında anlamlı fark tespit edilmemiştir. Değişik mesafelerden örneklenen yeşil vejetasyonda bakır düzeyleri ortalamaları benzerlik gösterirken bu ortalamanın kuru vejetasyon yemlerinde ve toprakta endüstri bölgesinin 20.km deki mesafede en yüksek seviyede, 5. ve 3. km ise en düşük seviyede olduğu gözlenmiştir. Sudaki bakır düzeyi ise tespit edilebilir sınırların (LoD) altında bulunmuştur. Endüstri bölgesine en yakın olan yerdeki yeşil vejetasyon örneklerinin kurşun düzeyleri diğer örnekleme bölgelerden elde edilenlere kıyasla yaklaşık 2 kat yüksek çıkmış ancak istatistiksel anlamlılık tespit edilmemiştir. Toprakta kurşun birikiminin endüstri bölgesinde kontrol örneklerinden anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p0,05). Endüstri bölgesindeki vejetasyon örneklerinde çinko düzeyleri benzer bulunmuştur. Ancak endüstri bölgesine en yakın ve en uzak mesafedeki toprak örneklerinde çinko düzeyi orta mesafedekilerden istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur (p0,05). Analiz edilen verilere göre kist hidatik ile konak dokuları arasında ağır metal birikimi bakımından Cu, Pb ve Zn’da anlamlı ilişki gözlenmiştir.Öğe Polioencephalomalacia in cattle: A consequence of prolonged feeding barley malt sprouts(Blackwell Publishing, 2006) Kul, Oğuz; Karahan, Siyami; Başalan, Mehmet; Kabakcı, NalanPolioencephalomalacia (PEM) in ruminants has been recognized as a consequence of excess sulphur intake. The present study describes clinical, gross and histopathological findings of PEM following an abrupt change of diet in two ranches housing 2750 dairy and 2300 beef cattle. As a result of severe PEM, 256 cattle died or were slaughtered. Clinical findings included circling, hypersensitivity, excessive salivation, hypermetria, incoordination, blindness and death. The first clinical signs occurred in beef calves (6-8 months old) at a holding facility. Clinical signs of the disorder continued intermittently during the 5-month period in both ranches and were more evident in calves and lactating dairy cows. The affected cattle did not respond to thiamine injections. Clinical signs disappeared gradually following removal of barley malt sprouts from the diet. Although macroscopic lesions were not apparent in the brain tissues of some animals, histopathology typical of PEM was found in most cases: spongiosis in the neuropil and neuronal necrosis, haemorrhage, capillary hyperplasia, fibrinoid degeneration in arterioles, multifocal liquefaction necroses in the grey matter and abundance of gitter cells with vacuolar large cytoplasm. Sulphide in rumen fluid of a clinically affected animal was measured as 1.55 mg/dl, which is considerably higher than that collected from two control cows (mean 0.21 mg/dl). The total sulphur content of the diet containing barley malt sprouts was estimated to be 0.45%, which is also higher than the National Research Council (NRC) maximum tolerable levels. In conclusion, PEM can result from excess barley malt sprout intake because of its higher sulphur content. Clinical signs may occur shortly after the intake of barley malt sprout as outbreaks with a higher number of deaths or as an ongoing periodic condition.Öğe PREVALENCE OF E. coli O157:H7 ISOLATED FROM HUMAN AND ANIMAL SOURCE IN KIRIKKALE PROVINCE(2018) Apan, Teoman Zafer; Yıdırım, Murat; Başalan, Mehmet; Kasımoğlu, AylinObjective: Escherichia coli O157:H7 strain is a cause of hemorrhagic colitis and may give rise to severe outbreaks even at a low concentration. Transmission may occur through fecal-oral route with contaminated food but direct transmission from personal contact is also possible. Presence of E. coli O157:H7 was investigated in humans, cattle, animal feed, and ground beef over a one-year year period in order to determine the prevalence in the Kırıkkale region. Material and Methods: All samples were transferred to the microbiology laboratory as rapidly as possible under appropriate and sterile conditions. The isolation of E. coli O157:H7 was performed by serotyping with Dynabeads and ELISA methods in stool specimens in 89 patients with gastroenteritis, 108 cattle, 69 different animal broth samples, and 84 samples from ground beef after culture using classical methods. Minced meat samples were kept at -70 degrees until working tests. Results: E. coli O157:H7 was not detected in humans or animals or sources including animal feed and beef carcasses. Conclusion: Our results indicate that the meat chain from cattle to humans is safe with respect to the E. coli O157:H7 strain. On the other hand, other food or water sources may be potential sources for this microorganism.Öğe Süt İneklerinde Beslenmenin Döl Verimine Etkisi(2018) Başalan, Mehmet; Şen, GökhanYavru verimi çiftlik hayvancılığında sürdürülebilir hayvancılığa doğrudan etkisi sebebiyle gıda üretimi kadarönemli bir yere sahiptir. Beslenme hemen hemen tüm vücut sistemlerini etkilemektedir ve bu etki üreme performansıüzerine oldukça fazladır. Sığırlardan her yıl bir buzağı elde etmek ve bu buzağının sağlıklı bir şekilde büyümesi veüremesi için ineğin doğum yaptıktan sonra fötüsun oluşumu, gelişimi ve problemsiz bir doğum için annenin yeterli vedengeli beslenmesi gerekmektedir. Yüksek süt verimi isteği sebebiyle negatif enerji balansı üzerine derin etki süt ineklerinde östrus siklusunun oluşmamasına, düzensiz olmasına veya gecikmesine sebep olmaktadır. Enerji ve protein gibimakro besin maddeleri yanında bir epitelizasyon süreci olan oogenez üzerine mineral ve vitaminlerin etkisi de araştırmalar sonucunda ortaya koyulmuştur. Annenin hormonal yapısı ve enfeksiyöz etkenlerle mücadele için kullandığı bağışıklık sistemi de geçiş dönemi dediğimiz doğum öncesi ve sonrası dönemde besleme uygulamaları ile artırılabilmektedir. Embriyonun olgunlaşıp gelişeceği uterus ortamının ve besin madde geçişlerinin dengeli beslenme ile sağlanacağı vedolayısı ile erken embriyonik ölümler ile atıkların önlenebileceği ortaya konmuştur. Anne karnındaki fötusun gelişimiparabolik seyretmekte ve gebeliğin son trimesterinde doğum ağırlığının yaklaşık %70’ini kazanmaktadır. Bu dönemkuruya çıkarma ve kuru dönemi kapsadığından üreticiler yem ve dolayısı ile besin madde kısıtlamaları yapmakta bu daartan besin madde ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. İneğin beslenmesinin buzağının doğum ağırlığı üzerineetkisi gözlenmekte ve doğum ağırlığı ile buzağının yaşama gücü arasında olumlu etki ortaya koyulmaktadır. İnekleriniki buzağılama arasındaki değişik fizyolojik dönemlerine uygun beslenmemesi süt humması veya doğum felci, yavruzarlarının atılamaması, uterus ve meme enfeksiyonları ile anöstrus ve ketozis gibi üreme performansını etkileyen metabolik problemlere yol açmaktadır. Güç doğumun sebeplerinden biri de doğuma yakın dönemde özellikle kalsiyum veenerji gibi kas hareketlerini etkileyen besin maddelerinin eksikliğidir. Besin maddelerinin dengelenmesi yanısıra yemlerin fiziksel formları ve sunum yöntemleri de üreme performansını etkilemektedir. Sonuç olarak buzağı kayıplarını enaza indirmek, ineklerin sağlıklı bir şekilde döl verimlerini temin etmek, yaşamları boyunca reprodüktif problemlerdendolayı sürüden ayıklanmalarının önüne geçmek ve laktasyon sayılarını-yani ürettikleri buzağı sayısını-artırmak yeterlive dengeli beslenmeleri ile mümkün olabilecektir.