Yazar "Erdem, Yurdagül" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Attitude Towards Early Marriage Scale (Atems): Validity and Reliability Study(2020) Çakmak, Aygen; Özhavzalı, Müzeyyen; Şahin, Hande; Erdem, YurdagülEarly marriage or child marriage generally refers to the case of being married before the age of 18.Early marriages are described as a woman or man being forced to marry before the age of 18 when they do notfeel physiologically or psychologically ready to take on marital or parental responsibilities. The aim of thestudy is to develop a reliable and valid instrument assessing university students’ attitudes towards earlymarriage and investigate the instrument’s validity and reliability. The study was conducted with the datacollected from 883 students studying at the Faculty of Healthy Sciences, Kırıkkale University. KMO andBartlett’s Test, exploratory and confirmatory factor analyses were conducted to examine the scale’s validityand the results of the exploratory factor analysis used for construct validity indicated a construct that explained55.599% of the total variance with factor load values ranging between .356 and .633. The fit indices from theresults of the confirmatory factor analysis were calculated as; RMSEA= 0,069; GFI= 0.889; AGFI= 0.869.The scale consists of 23 items collected under 4 factors. These factors are Social Structure, SubjectiveJudgement, General Judgements and Effects on the Person. Cronbach coefficient for the total of the 23-itemscale under four factors was calculated as Cronbach ? = 0.871. In light of the findings, it can be said that theAttitude towards Early Marriage Scale (ATEMS) has high validity and reliability, adequately strong in termsof measuring the items and is a sufficient scale to determine the level of the construct it is expected to measure.Öğe Bir Kamu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğrencilerinin Profesyonellik Tutumları(2019) Durmuş, Serpil Çelik; Erdem, YurdagülÜniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi hemşirelik bölümü öğrencilerinin mesleki profesyonellik tutumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcıolarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın evrenini, Bir Kamu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde 2016-2017 eğitim ve öğretimyılına devam eden Hemşirelik bölümü 3. ve 4. Sınıf öğrencileri (N: 210) oluşturmuş, örneklemi ise araştırmaya katılmayı kabul eden 123öğrenci oluşturmuştur (n: 123). Araştırmanın verilerini toplamak için, Demografik Bilgi Formu ve Öğrenci Hemşirelerin ProfesyonellikTutum Ölçeği kullanılmıştır. Öğrenci Hemşirelerin Profesyonellik Tutum Ölçeği, Hisar ve arkadaşları (2010) tarafından geliştirilmiştir.Ölçek, 28 maddeden ve 8 alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçeğin alt boyutları şöyledir; Bilimsel Bilginin Artmasına Katkı, Otonomi, İşbirliği,Yeterlilik ve Sürekli Eğitim, Mesleki Örgütlere Katılım ve Mesleki Gelişim, Komitelerde Çalışma, Toplumsal Hizmet, Etik Kodlar veTeori’dir. Ölçekten alınan puan arttıkça profesyonellik tutumu artmaktadır (min: 28, max: 140). Ölçeğin Chronbach alfa değeri bu çalışmaiçin .91 bulunmuştur. Bulgular: Hemşirelik öğrencilerinin yaş ortalaması 21.12 1.92yıl’dır. Öğrencilerin genel profesyonellik tutum puanortalaması yüksek bulunmuştur (110.13 15.73). Ölçeğin alt boyutlarından alınan puan ortalamaları sırasıyla en yüksek puan ortalamasınıbilimsel bilginin artmasına katkı, işbirliği otonomi, yeterlilik ve sürekli eğitim, toplumsal hizmet, etik kodlar ve teori, mesleki örgütlerekatılma ve mesleki gelişim, komitelerde çalışma boyutundan aldıkları saptanmıştır. Sonuç: Araştırmada, hemşirelik 3. ve 4. sınıföğrencilerinin mezuniyet sonrasında mesleki bilgi yükünü arttırmaya yönelik faaliyetlerde bulunmak istedikleri ve hemşirelik mesleğiniseverek okuyan öğrencilerin otonomi boyutundan aldığı puan ortalamasının diğer boyutlara göre yüksek ve anlamlı olduğu saptanmıştır.Öğrencilerin genel profesyonellik tutumlarının yüksek olduğu saptanmıştır.Öğe Dahili ve Cerrahi Kliniklerde Çalışan Hemşirelerin Aydınlatılmış Onama Yönelik Görüş ve Uygulamaları(2020) Akyüz, Elif Özge; Erdem, YurdagülAmaç: Bu çalışma, dahili ve cerrahi kliniklerde çalışan hemşi- relerin aydınlatılmış onama yönelik görüş ve uygulamalarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, Nisan 2018 tarihinde bir üniversite hastanesinin erişkin dahili ve cer- rahi kliniklerinde çalışan 88 hemşireyle yürütülmüştür. Verilerin top- lanmasında araştırmacılar tarafından literatürden yararlanılarak hazırlanan 41 soruluk veri toplama formu kullanılmış, veriler SPSS 12.0 programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin %89,8’i kadın ve lisans mezunudur. Hemşirelerin çalışma süresi ortalama 12,4 (±6,7) yıldır. Hemşirelerin %52,3’ü, aydınlatılmış onamı doktorun alması gerektiği, %36,4’sinin sağlık personelinin yasal anlamda korunması için alınması gerektiği, %54,5’i onam alma süre- cinde hemşirenin kısmen sorumluluğu olduğu görüşündeler. Hemşire- lerin %89,8’inin hemşirelik girişimleri için hastalarını bilgilendirdikleri, %60,0’ının sözel onam aldıkları belirlenmiştir. Hemşirelerin, hemşire- lik girişimleri ile ilgili hastalarından onam alma süreçlerinde güçlük ya- şadıkları (%67,0), onam alma süreçlerinde yaşanan güçlüklerin; iş yükünün fazla olmasından, hastanın algılamasına ilişkin faktörlerden ve bu konuyla ilgili prosedürün eksikliğinden kaynaklandığı belirlenmiştir. Sonuç: Hemşireler, aydınlatılmış onam sürecinde kısmen sorumlulukla- rının olduğu görüşündeler. Hemşirelerin, aydınlatılmış onamda rolleri çerçevesinde eksik ve/veya yanlış uygulamalar yaptıkları; hemşirelik gi- rişimleri öncesi hastalarını bilgilendirdikleri ve sözel onam aldıkları be- lirlenmiş; eğitimlerin artırılması, politika ve prosedürlerin oluşturul- masının problemlerin çözümlenmesine katkısı olacağı düşünülmüştürÖğe A determination of the factors that aff ect the level of pediatric nurses’ liking of children(2011) Erdem, Yurdagül; Duyan, VeliAmaç: 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Çocuklara yönelik tutum, bir bireyin çocuklar ve çocuklarla birlikte olma konusundaki temel inancının yansımasıdır. Pediatri hemşirelerinin çocukların fi ziksel, intellektüel, duygusal-sosyal gelişimsel farlılıklarını anlamaları, çocukları savunmaları, onlara gerekli sevgi ve ilgiyi göstermeleri beklenir. Bu çalışma, çocuk servislerinde görev yapan hemşirelerin çocukları sevme durumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem ve gereç: Çalışma, Ankara ilinde Sağlık Bakanlığı ve Üniversiteye bağlı üç çocuk hastanesinde çalışan 207 hemşire üzerinde yapılmıştır. Çalışmada Barnett Çocuk Sevme Ölçeği (Barnett Liking of Children Scale – BLOCS) kullanılmıştır. Bu ölçek insanların çocuklara yönelik tutumlarını ölçme amacıyla geliştirilmiş, 14 sorulu, 7’li likert tipinde bir değerlendirme aracıdır. Duyan ve Gelbal 2008 yılında Türkiye için geçerlilik ve güvenirlilik çalışması yapmıştır. Ölçekten 14-98 arasında puan alınabilmekte, yüksek puan, insanların çocukları daha fazla sevdiklerini; düşük puan çocukları sevme düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması X– = 31,76 ± 6,25 olup, % 38,7’sı SML mezunu, % 67,3’ü evli, evli kadınların % 81,7’sinin çocuğu olduğu, % 77,9’unun bakanlık hastanesinde çalıştığı, % 95,7’sinin servis hemşiresi olduğu, ortalama X– = 136,28 ± 86,52 ay (yaklaşık 11,3 yıl) görev yaptıkları, X– = 15.63 ± 29.87 günlük çocuk hasta baktıkları, % 54,8’inin bir çocuk kitabı bildikleri, % 67,3’ünün çocuklarla ilgili haber izledikleri, % 81,9’unun çocuk oyunları bildiği, ortalama X– = 3,32 ± 1,88 çocuk oyunu bildikleri, çoğunun (% 94,0) gönüllü kurumlarda çalışmadıkları, % 49,2’sinin çalıştığı iş yerinden ayrılmak istemediği, % 50,8’inin yoğun iş yükü, yorgunluk, yönetimsel destek eksikliği nedeniyle ayrılmak istediği belirlenmiştir. Hemşirelerin çocuk sevme ölçeğinden ortalama X– = 82,07 ± 16,35 puan aldıkları; çocuk sevme puanı ile çalışılan yer, yaş, çocuk sahibi olma, eğitim durumu, görev, çalışma süresi arasında istatistiksel farkın anlamlı olmadığı (P > 0,05); çocuk sevme puanı ile medeni durum, günlük bakılan çocuk sayısı, çocuk oyunlarını bilme ve çocuk haberlerini izleme durumu arasındaki farkın anlamlı olduğu belirlenmiştir (P < 0,05). Sonuç: Çocuk hemşirelerinin çocuk sevme durumlarının yüksek olduğu, bu durumun medeni durum, iş yeri değiştirme sıklığı, günlük hizmet verilen çocuk sayısı, çocuk oyunlarını bilme, çocuk haberlerini izleme durumundan etkilendiği saptanmıştır.Öğe EXAMINING THE ATTITUDES OF UNIVERSITY STUDENTS IN THE FACULTY OF HEALTH SCIENCES TOWARD DISABILITY(2021) Aşık, Elif; Erdem, Yurdagül; Elibol, Fatma; Çakmak, Aygen; Akoğlu, Gözde; Albayrak, SevilThe aim of this study was to examine the attitudes of university students in the faculty of health sciences towarddisability. This descriptive study was conducted with 906 students enrolled in the Health Science Faculty ofKırıkkale University in the 2015-2016 academic year. The measurement instruments were the\"Sociodemographic Data Form\" and the \"Attitudes toward Disabled Persons Scale\". Of the students, 75.90%(688) were females, 24.1% (218) were males. It was found that the female students' \"Attitudes toward DisabledPersons Scale\" mean scores were higher than the male students' scores (p<0.01). Statistically significantdifferences were found in the \"Attitudes toward Disabled Persons Scale\" scores in terms of the students'departments (p<0.01) and their classes (p<.05). In the subscales, it was seen that there were significantdifferences in the mean scores of the students in the domains of educational environment, interpersonal relations,work life, personal characteristics and competence-independent living (p<0.01). The differences stemmed from the mean scores of the students in the Child Development and Physiotherapy and Rehabilitation Departments.Studies may be carried out to improve the attitudes of students whose \"Attitudes toward Disabled Persons Scale\"mean scores are low. It may be appropriate to schedule lessons aimed for this purpose so that they are madeavailable over the entire course of the educational program.Öğe Hastabakıcı ve temizlik şirket elemanlarının kadına yönelik şiddet konusundaki görüşleri ve aile içi şiddet yaşama durumları(2013) Kocaöz, Semra; Bedük, Tülin; Erdem, YurdagülBu çalışma, hastabakıcıların ve temizlik şirket elemanlarının kadına yönelik şiddete ilişkin görüşlerinin belirlenmesi ve aile içi şiddet yaşama durumlarının saptanması amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı tipteki bu çalışma, 09 Mart-22 Haziran 2007 tarihleri arasında Ankara il merkezinde bir üniversitenin hastanelerinde çalışan 359 hastabakıcı ve temizlik şirket elemanıyla gerçekleştirilmiştir. Örneklemin evreni temsil oranı %87.8’dir. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen yapılandırılmış anket formunun çalışmaya katılan bireyler tarafından doldurulmasıyla elde edilmiştir. Bireylerin %72.4’ünün Türkiye’de kadına yönelik şiddetin yaygın olarak uygulandığını düşündükleri belirlenmiştir. Bireylerin cinsiyetlerine göre aile içinde kadına yönelik şiddet ile ilgili bazı görüşleri incelendiğinde; “Çocuğu olmayan”, “psikolojik sorunları olan”, “sürekli şikayet eden”, kadınlar şiddeti hak eder, dışındaki tüm önermelere erkeklerin kadınlardan daha fazla katılmış olduğu ve önermelere ilişkin görüşler açısından cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p0.05). Bireylerin %23.4’ünün aile içi şiddete maruz kaldığı belirlenmiş ve kadınların aile içi şiddete maruz kalma sıklığının erkeklere göre daha fazla olduğu bulunmuştur (p0.05). Araştırmanın sonuçlarına göre hastabakıcıların ve temizlik şirketi elemanlarının, ailede kadına yönelik şiddete duyarlılığını artırabilmek ve şiddetle baş edebilmelerini sağlamak amacıyla konuya ilişkin hizmet-içi eğitim programlarının uygulanması önerilmektedir.Öğe HEMŞİRELERİN TIBBİ HATA YAPMA EĞİLİMLERİ: BİR KAMU ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ ÖRNEĞİ(2022) Durmuş, Serpil Çelik; Erdem, Yurdagül; Yılmaz, Esra DoğanAmaç: Bu çalışma, bir kamu üniversite hastanesinde çalışan hemşirelerin tıbbi hata yapma eğilimlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı.Gereç ve Yöntemler: Çalışmanın örneklemini, bir kamu üniversitesi hastanesinde çalışan ve araştırmaya katılmaya gönüllü 78 hemşire oluşturdu. Veriler, Demografik Bilgi Formu ve Hemşirelerin Tıbbi Hataya Eğilim Ölçeği ile toplanmıştır. Ölçek, 49 madde, 5 alt boyuttan oluşmaktadır (min: 49; maks:245). Ölçeğin puan ortalaması yükseldikçe hemşirelerin tıbbi hata yapma eğiliminin düşük olduğu kabul edilmektedir. Veriler, ortalama ve yüzdelik hesaplamaları, Kruskal-Wallis testi ve Mann-Whitney U testi ile değerlendirilmiştir.Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 32.44 ±7.11, %70.5’i kadın olup %26.9’u daha önce tıbbi hata yaptığını belirtmektedir. Hemşirelerin tıbbi hata yapma eğilim ölçeğinden aldıkları puan ortalamalarına göre, ilaç ve transfüzyon uygulamaları 84.84±5.29; hastane enfeksiyonlarının önlenmesi 55.66±4.83; hasta izlemi malzeme ve cihaz güvenliği 39.57±6.71; düşmelerin önlenmesi 21.96±4.26; iletişim 22.83±3.69; tıbbi hata yapma eğilim ölçeği toplam puan ortalaması 224.88±19.65’tir. Çalışılan birime göre düşmelerin önlenmesi alt boyutunda, cerrahi bilimlerde çalışan hemşirelerin puan ortalamasının en düşük (19.82±5.02) olduğu belirlenmiştir.Sonuç: Çalışmada, hemşirelerin genel olarak tıbbi hata yapma eğilimlerinin düşük olduğu, ancak iletişim ve düşmelerin önlenmesi boyutunda hemşirelerin tıbbi hata eğiliminin yüksek olduğu ve cerrahi kliniklerde çalışan hemşirelerin tıbbi hataya eğiliminin yüksek olduğu saptandı.Öğe Hemşirelik Öğrencilerinin Yaşlılara Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi(2017) Şahin, Hande; Erdem, YurdagülBu araştırma, Hemşirelik öğrencilerinin yaşlılara yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla planlanmıştır. Tanımlayıcı tipte olan bu araştırma, 2015-2016 eğitimöğretim yılı güz döneminde Kırıkkale Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü'nde öğrenim gören toplam 321 birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Verilerin elde edilmesinde anket formu ve UCLA Yaşlı Tutumu Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçların değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, Kruskal Wallis, Mann Whitney istatistik analiz yöntemleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin cinsiyeti ve sınıfı ile ölçek toplam puanı arasında anlamlı ilişkiler belirlenirken, en uzun süre yaşanılan yer, evde kendisi ile birlikte bir yaşlının yaşama durumu, büyükanne-büyükbabanın yaşama yeri, daha önceden huzurevi ziyaretinde bulunma durumu ile ölçek toplam puanı arasında anlamlı ilişkiler belirlenmemiştirÖğe Pandeminin Kadına Yönelik Şiddet Üzerine Etkisinin Yazılı Basına Yansıyan Olgular Üzerinden İncelenmesi(2021) Şahin, Hande; Çakmak, Aygen; Erdem, YurdagülBu çalışmada, pandeminin kadına yönelik şiddet üzerine etkisinin yazılı basına yansıyan olgular üzerinden incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada kadına yönelik şiddet haberleri tirajı en yüksek üç ulusal gazetenin çevrimiçi sürümlerinde 10.03.2019 ve 10.03.2021 tarihleri arasında retrospektif olarak incelenmiştir. Bu gazetelerde “kadına yönelik şiddet,”,, “kadın cinayeti,”,, “öldürülen kadınlar,” “kadın kurban,” “kadın istismarı” ve “darp edilen kadın” anahtar sözcükleri kullanılarak tarama yapılmıştır. Farklı gazetelerde yer alan aynı haber ya da haftanın farklı günlerinde tekrar yayınlanan aynı haberler bir kez ele alınmıştır. Pandemi öncesi 98, pandemi döneminde 138 olmak üzere toplamda 236 habere ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda şiddet mağduru kadınların büyük kısmının evli olduğu, pandemi öncesi ve pandemi döneminde şiddete eşleri tarafından ve “kıskançlık” nedeniyle maruz kaldıkları, özellikle pandemi döneminde kadının ayrılmak istediği için daha fazla şiddet gördüğü ve Ege Bölgesi ile Karadeniz Bölgesi’nde kadına yönelik şiddete dair gazete haberlerinde artış olduğu belirlenmiştir. Özellikle pandemi öncesi ve sonrasında gazete haberlerine yansıdığı şekliyle kadınlara uygulanan şiddet türünün fiziksel şiddet olduğu, kadınların ateşli silah ile öldürülmesinin pandemi döneminde pandemi öncesine göre daha yoğun görüldüğü ve kadınların bu şiddete kendi evlerinde ve genel olarak bakıldığında gündüz vakitleri maruz kaldıkları saptanmıştır. Pandemi döneminde gazete haberlerine yansıyan şiddet olayı sonucu gerçekleşen kadın cinayeti vakalarının ve tutuklu durumundaki şiddet faillerinin oranlarında artış olduğu belirlenmiştir.Öğe Professionalism Attitude of a Public University Faculty of Health Science Nursing Department Students(Dokuz Eylul University, 2019) Çelik Durmuş, Serpil; Erdem, YurdagülBackground: The professional perspective in nursing affects the perception of students' nursing image. Objectives: This study was conducted as descriptive for determine attitude of professionalism that students of Nursing Department in Faculty of Health Sci ences ofa Public University. Methods: The population of the research are the 3rd and 4th class students (N:210)in Faculty of Health Sciences ofa Public University, samples who agree to participate in research (n:123). To collect data for the study, Demographic Informati on Form and Student Nurses’ Professionalism Attitude Survey were used. Student Nurses’ Professionalism Attitude Survey was developed by Hisar et al. (2010). The scale consists 28 items and 8 subscales. The sub-dimensions of the scale are as follows: contributing to the increase of scientific knowledge, autonomy, collaboration, qualifications and continuing education, participating in professional organizations and professional development, working in the committee, social services, ethics codes and theory. As the score on the scale increases, the attitude of professionalism increases (min:28, max: 140). The alpha value of the scale was found to be.91 for this study. Results: The average age of nursing students is 21.12 ± 1.92. General professional attitude score of students were high level (110.13 ± 15.73). The mean scores obtained from the sub-dimensions of the scale were found to be the highest score average in order of contributing to the increase of scientific knowledge, cooperation autonomy, qualification and continuing education, social service, ethics codes and theory, participati on in professional organizations and professional development, working in committees. Conclusion: In this study, 3rd and 4th classnursing students want to improve their knowledge about the framework after being graduated, the students received an average score of autonomy sizes enjoy reading the nursing profession and was found to be significantly higher compared to other dimensions. Students’ general attitude of professionalism was found to be high level. © 2019, Dokuz Eylul University. All rights reserved.Öğe SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ SON SINIF ÖĞRENCİLERİNDE ÖFKE DURUMU(2019) Durmuş, Serpil Çelik; Erdem, Yurdagül; Gökçen, MesutAmaç: Bu çalışmanın amacı, Sağlık Bilimleri Fakültesi son sınıföğrencilerinin öfke ifade tarzlarını belirlemektir.Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı tipte yapılan araştırma birkamu üniversitesinin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik,Sağlık Yönetimi ve Çocuk Gelişimi Bölümü son sınıf 198öğrencinin 114’ünün katılımı ile gerçekleşmiştir (katılım oranı%58). Veriler, öfke ifade tarzlarını belirlemek amacıylageliştirilmiş “Sürekli Öfke/Öfke İfade Tarzı Ölçeği” kullanılaraktoplanmıştır. Ölçek 34 maddeli ve 4’lü likert tipindenoluşmaktadır. Sürekli öfkeden alınan yüksek puan öfkedüzeyinin yüksek olduğunu; öfke kontrolü ölçeğinden alınanyüksek puan öfkenin kontrol edilebildiğini, öfke dışa vurumölçeğinden alınan yüksek puan, öfkenin kolayca ifadeedilebiliyor olduğunu ve öfke içe vurum alt ölçeğinden alınanyüksek puan ise öfkenin bastırılmış olduğunu göstermektedir.Bulgular: Öğrencilerin %62.3’ü Hemşirelik, %16.7’si SağlıkYönetimi ve %21.1’i ise Çocuk Gelişimi bölümündeokumaktadır. Öğrencilerin orta düzeyde öfke davranışıgösterdikleri; öfke durumunu bastırma düzeylerinin düşükolduğu, öfkelerini kolay ifade edemedikleri ve orta düzeydeöfke kontrolleri olduğu belirlenmiştir. Ayrıca öğrencilerinsürekli öfke ile öfke içe vurumu (r=0.44; p?05) ve öfke dışavurumu (r=0.71; p=0.00) arasında pozitif anlamlı; öfke kontrolü(r=-0.44; p=0.00) ile arasında ise negatif anlamlı bir ilişkigörülmüştür. Genel öfke durumu açısından bölümler arasındafark anlamlı bulunmamıştır.Sonuç: Çalışmada, öğrencilerin orta düzeyde öfke yaşadıkları,öfkelerini kolay ifade edemedikleri, öfkeyi bastırmadüzeylerinin ve öfke kontrollerinin düşük olduğu belirlenmiştir.Sağlık alanında çalışacak öğrencilerinin öfkelerini kontrol etmeve uygun şekilde öfkeyle baş etme yöntemlerini geliştirmeleriaçısından eğitimlerin planlanması, ilgili derslerin içeriğine öfkekontrolü konularının eklenmesi önerilebilir.Öğe ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN E-ÖĞRENMEYE YÖNELİK TUTUMLARININ BELİRLENMESİ(2023) Şengül, Zeynep Kisecik; Yılmaz, Ali; Erdem, YurdagülAmaç: Üniversitelerde uzaktan eğitim programlarının yaygınlaşması sonucu e-öğrenmenin önemi artmıştır. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin E-öğrenmeye yönelik tutumlarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı tipte yapılmıştır. Gereç ve Yöntemler: Araştırmanın örneklemini bir Üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi'nde 2020-2021 Eğitim döneminde okuyan 395 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, ''Tanıtıcı Bilgi Formu'' ve ''E-Öğrenmeye Yönelik Genel Bir Tutum Ölçeği'' ile toplanmıştır. Ölçekten en az 20 en fazla 100 puan alınabilmektedir. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.7±2.8 olup, %89.9'u (n=355) kadındır. Öğrencilerin teknolojik beceri puan ortalaması 3.7±0.9 olduğu, uzaktan eğitim sürecinde en fazla internet bağlantı sorunu (%68.8) ve dersleri takip etme sorunu (%58.9) yaşadıkları belirlenmiştir. Öğrencilerin E-Öğrenmeye Yönelik Genel Tutum Ölçeği puan ortalamasının 55.9±20.2 ile orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Ölçek puan ortalaması ile anne çalışma durumu, öğrencilerin teknolojik beceri puanı ve uzaktan eğitimden memnuniyet düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptanmıştır (p Sonuç: Öğrenclern e-öğrenmeye yönelk tutumlarının orta düzeyde olması nedenyle e-öğrenmeye yönelk eğtmlern yaygınlaştırılması ve uzaktan eğtmn daha lg çekc yöntemlerle gelştrlmes önerleblr.