Yazar "Pusmaz, Halime" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe SEHÎ BEY’İN HEŞT-BİHİŞT ADLI TEZKİRESİNDE “ÖLÜM” İLE İLGİLİ ÖRTMECELER(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Pusmaz, HalimeÖlüm, her canlının başına gelecek mutlak ve kaçınılmaz bir sondur. Geçmişten bugüne ölüm korkusuyla mücadele eden insan; bu durumu aşmak, yarattığı etkiyi azaltmak için çeşitli yollara başvurmuştur. İnsan kelimelerle düşünen, bu hazine aracılığıyla konuşan bir varlık olmasından dolayı ölümün verdiği acı, keder, korku ve üzüntü dile de yansımaktadır. Ölmek eylemi ve bu kelimenin türevlerinin acı veren yanının etkisini azaltmak amacıyla söz konusu kavram(lar)la ilgili örtmeceler sıklıkla kullanılmaktadır. Bu yolla bahsi geçen durum, dolaylı biçimde anlatılarak insan üzerindeki olumsuz etkisi azaltılmaktadır. Türkçenin zengin bir dil olması, ölüm örtmecelerinde de kendini göstermektedir. Şairlerin ve yazarların hayatının anlatıldığı bir tür olan tezkirelerde ölümle ilgili ifadeler geçmektedir. Çalışmanın temel amacı, Anadolu sahasının ilk tezkiresi olan Sehî Bey’in Heşt-Bihişt adlı eserinde ölüm ile ilgili örtmecelerin ortaya konulup açıklanmasıdır. Eserin tüm ölüm ifadeleri bulunarak bunlardan yalnızca örtmece amacıyla kullanılanlar seçilip fişleme yöntemi kullanılmıştır. Sonuçta dönemin dil özellikleri, toplumun dinî inanışı, kültürel etkenler, gelenek, görenek ve âdetlerinin getirdiği birikimle beraber esas alınan tezkirede Sehî Bey’in şairlerin ölümü için yirmi farklı ölüm örtmecesini kullandığı tespit edilmiştir. Heşt-Bihişt’te tezkire yazarının tercih ettiği bu örtük anlatımlarla ölümün hem birey hem toplum üzerindeki sarsıcı, yıkıcı ve yakıcı etkisinin azaltılması hedeflenmiştir.Öğe Tezkirelerden ve kroniklerden hareketle 14-16. yüzyıl Oğuz Türkçesinin 'Ölüm' ile ilgili söz varlığı(Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Pusmaz, Halime; Gökdağ, Bilgehan AtsızSöz varlığı, bir milletin dilini ve kültürünü yansıtır. Bu kavram; o topluma ait atasözü, deyim, terim, kalıplaşmış söz ve dile giren yabancı kelimeleri kapsar. Türkçe, ifade gücü ve kavram alanı bakımından zengindir. İnsan kelimelerle düşünen, bu hazine aracılığıyla konuşan bir varlık olmasından dolayı ölümün hissettirdiği acı, keder, korku, üzüntü, sevinç, mutluluk gibi duygular dile de yansımaktadır. Diğer dillerde ve milletlerde olduğu gibi ölüm olgusu, Türkçede de çeşitli kullanım ve anlatım alanı bulmuştur. Bu çalışmamız, canlının varlığını sona erdiren, her insanın farklı anlamlar yüklediği, kaçınılmaz bir gerçeklik olan ölümün dile yansımasıyla ilgilidir. Türk dilinin ölümle ilgili söz varlığının zenginliğini ortaya koyan tezimizde 14-16. yüzyıllarda ele alınan ve yazıldığı dönemin gündelik, tarihî, edebî hayatına ışık tutan Tevârîh-i Âl-i Osman (Âşıkpaşazâde Tarihi), Anadolu sahasının ilk şairler tezkiresi Heşt-Bihişt, Büyük İskender'in maceralarını anlatan İskender-nâme ve dönemin önemli kroniklerinden Kutb-nâme derinlemesine incelenmiştir. Bu kaynaklarda ölüm konusunun nasıl anlatıldığı ve bu olgunun ifade edilirken hangi kelime/kavram/söz öbeği vb. nin kullanıldığı açıklanmıştır. Fişleme yönteminin esas alındığı çalışmamızda elde edilen söz varlığı; ölüm öncesi, anı ve sonrası olmak üzere üç ana başlığa ayrılmıştır. Bu başlıkları oluşturan alt başlıklar belirlenmiştir. Tezkire ve kroniklerden elde edilen ifadeler, ilgili olduğu başlık/alt başlığın altında alfabetik sırayla maddeler hâlinde verilerek, açıklanıp yorumlanmıştır. Maddelerle ilgili örnekler, yapılan açıklamaların hemen ardından sayfa/beyit numaraları ile verilmiştir. Bir tezkire ve üç kronikten hareketle o dönemin (14-16. yy) ölüm ve bu kavramla ilgili söz varlığı tespit edilip ortaya konulmuştur. Ayrıca söz konusu olgunun ilk Türklerden itibaren algılanışı, onların ölüme bakış açıları, bu konuyla ilgili gelenek ve görenekleri tezimizin giriş kısmında verilmiştir. Anahtar Kavramlar: ölüm, ölüm ifadeleri, söz varlığı, tezkire, kronikler