Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

https://hdl.handle.net/20.500.12587/8701

Listeleniyor 1 - 20 / 63

Çocuk gelişiminde fiziksel aktivite ve sporun önemi
(Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019)
Çocukluk, bebeklikten sonra gelişim sürecinin en hızlı yaşandığı dönemdir. Bu süreçte edinilen kazanımlar, bireylerin ileriki yaşlarda sergileyecekleri tutum ve davranışların temelini oluşturmaktadır. Özellikle zihinsel, bilişsel ve ruhsal gelişmeler bu dönemde yoğunluk kazanmaktadır. Hareket etme bu süreci destekleyen, sağlıklı bir büyümeyi ve bedensel gelişimi doğrudan etkileyen unsurların başında gelmektedir. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler ise bireylerin daha hareketsiz bir yaşamı tercih etmelerine neden olmuş ve bu hareketsiz yeni yaşam tarzı çocukları da etkilemiştir. Oysa çocuklar hareket etmek üzere tasarlanmış ve bundan mutluluk duymaktadırlar. Bu çalışmada, fiziksel aktivite ve sporun çocuk gelişimindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada, çocukluk döneminde fiziksel aktivitelere katılımın ve spor yapmanın çocuk gelişimi açısından ele alınarak betimsel bir araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar, fiziksel aktivite ile sporun çocukların özgüven kazanmalarına, bedenlerini tanımalarına, sosyalleşmelerine, dünyayı keşfetmelerine, sağlıklı büyümelerine ve gelişmelerine değerli katkılar sunduğunu ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak bu araştırma ile fiziksel aktivite ve sporun çocukların bilişsel, zihinsel ve ruhsal gelişimleri açısından önemi belirtilmeye çalışılmıştır.
16-21 Yaş Arası Elit Düzeydeki Takımların Genç Futbolcularının Duygusal Zekâ Düzeylerinin İncelenmesi
(2017) Soylu, Yusuf; Salman, Melih Nuri; Ayan, Sinan
Duygusal zekâ farkındalığı, sporcunun kişisel becerilerini sergilemesindeki etkileyici rollerden birisi olarak görülmektedir. Duygusal zekâ, kişilerin hayatın içerisinde kendisine bir yer edinme konusunda önemli bir zekâ türüdür. Kişinin kendini tanıma, çevresindeki canlılarla iletişim kurma ve ortaya çıkan duyguları fark edebilme yeteneğidir. Sporcular için önemli bir yere sahip olan duyguların, fark edilebilmesi ve yönlendirilebilmesi gerekmektedir. Duygusal zekâ bu noktada önemli bir yer tutmaktadır. Araştırma, genç yaştaki elit futbolcuların duygusal zekâ düzeylerini incelemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Türkiye Süper Ligi'nde bulunan Adana Spor, Gaziantep Spor, Gençlerbirliği, Kayseri Spor, Konya Spor ve Osmanlı Spor U 21, U 19, U 17 ve U 16 takımlarında oynayan 382 (n: 382 erkek) genç futbolcu oluşturmuştur. Çalışmada, araştırmacı tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu ve Schutte duygusal zekâ ölçeği kullanışmıştır. Veri analizi için SPSS 21 paket programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler frekans (f), yüzde (%) ve Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis H testleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; elit düzeydeki genç futbolcuların duygusal zekâ düzeyleri, okul türü, babanın eğitim düzeyi, annenin eğitim düzeyi, ikamet yeri ve oynama yılı gibi değişkenlere göre incelendiğinde; futbolcuların okul türü, babanın eğitim düzeyi ve ikamet yeri değişkenlerine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu görülmüştür. Takımdaki oynama yılı ve annenin eğitim düzeyi değişkenlerine göre ise, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır
İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerin Ebeveynlerinin Eğitim Düzeylerine Göre Beden Eğitimi Dersine İlişkin Tutumlarının İncelenmesi
(2012) Ayan, Sinan; Kır, Rıdvan
Çalışmada ilköğretim ikinci kademede öğrenim gören öğrencilerin annelerinin ve babalarının eğitim durumlarıyla beden eğitimi ve spor dersine ilişkin tutumları arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmaya örneklem olarak random yöntemiyle seçilen 7 ilköğretim okulundan; 389 kız ve 384 erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Öğrenci tutumlarının ölçülmesi için geliştirilen "İlköğretim İkinci Kademe Öğrencilerinin Beden Eğitimi Dersine İlişkin Tutum Ölçeği" kullanılmıştır. Ölçek iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm kişisel bilgilere ilişkin 12 maddeden, ikinci bölüm ise beden eğitimi dersine yönelik tutumlara ilişkin 5'li likert tipi 20 maddelik ölçekten oluşmaktadır. İlk olarak tanımlayıcı istatistikler kapsamında verilerin frekans dağılımları alınmış ve çapraz tablo değerlerine bakılmıştır. Çalışmada faktör analizi sonucu oluşturulan 3 faktör (derse ilgi, öğretmene karşı tutum, ders saati) ve öğrencilerin ebeveynlerinin eğitim durumu arasında korelasyon analizi yapılmıştır. İkili karşılaştırmalar için bağımsız iki örnek t-testi (independent samples t-test) ve varyant analizlerinden tek yönlü-ANOVA yöntemi uygulanmıştır. Tek yönlü-ANOVA analizi sonuçlarında anlamlı farklılığın çıktığı durumlarda ise bu farkın hangi gruplardan kaynaklandığını belirlemek için Post-Hoc testlerinden yararlanılmıştır. İlköğretim ikinci kademe öğrencilerinin ebeveynlerinin eğitim düzeylerine göre beden eğitimi dersine ilişkin tutumları arasında, beden eğitimi dersine gösterdikleri ilgiyle beden eğitimi ders süresine ilişkin tutumları arasında anlamlı farklılık bulunmuştur
Barriers About Physical Education Course In The State High Schools In Kırşehir
(2017) Bozdağ, Berkan; Yoncalık, Oğuzhan
Bu çalışmanın amacı; Kırşehir ili merkezindeki liselerde beden eğitimi dersi hedeflerinin gerçekleşmesinin önündeki engelleri belirlemektir. Araştırma, 2015-2016 eğitim-öğretim yılı I. döneminde Kırşehir ilinde devlete bağlı bulunan 9 farklı lisede öğrenim gören 632 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen 'Beden Eğitimi ve Spor İmkan ve Eksiklikler Ölçeği (BESİVE)' kullanılmıştır. Ölçek, 21 maddeden ve "kurumsal yetersizlik", "sınav kaygısı ve ilgisizlik", "öğrenci deneyimi" ve "fiziksel yetersizlik (altyapı)" olarak 4 alt boyuttan oluşmuştur. Sonuç olarak kız ve erkek öğrenciler benzer düşüncededirler. Ölçek maddelerin kümelenerek oluşturduğu "Kurumsal yetersizlik" alt boyutu bakımından iki okul turu ortalama değerleri birbirine çok yakın gerçekleşmiştir. Fen ve Anadolu Liseleri öğrencilerinin, Genel-Güzel Sanatlar-Meslek Liseleri öğrencilerine göre önemli sınavlar için daha az kaygılandığı aynı zamanda beden eğitimi ve spor faaliyetlerine karşı daha ilgili olduğu sonucuna varılmıştır. "BES faaliyetleri sonucu oluşan olumsuzluklar (saçların bozulması, terleme vb.)", "Başarısız olma korkusu", "Geçmişteki olumsuz deneyimler", "İnternet, TV, playstation vb. alışkanlıklar", "Karma eğitim" ve "Sınıf mevcudunun fazla olması" maddelerinin yer aldığı "Öğrenci deneyimi" boyutunda da Fen ve Anadolu Liseleri öğrencileri lehine olumlu bir durumla karşılaşılmıştır. "Fiziksel yetersizlik (alt yapı/tesis)" alt boyutunda Genel Liseler-Güzel Sanatlar Lisesi-Meslek Liseleri öğrencileri, Fen ve Anadolu Liseleri öğrencilerine göre anlamlı düzeyde olumsuz düşünce içerisindedirler
Farklı Boyutluluk Özelliklerindeki Basit ve Karmaşık Yapılı Testlerin Çok Boyutlu Madde Tepki Kuramına Dayalı Parametre Kestirimlerinin İncelenmesi
(2015) Eser, Derya Çakıcı; Gelbal, Selahattin
Bu çalışmada basit ve karmaşık yapıdaki iki ve üç boyutlu testlerin farklı test uzunluğu ve örneklem büyüklüğü koşullarında parametre kestirimleri yapılmış, kestirimlere ilişkin olarak elde edilen RMSE, yanlılık ve kestirilen parametreler ile gerçek parametreler arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmanın verileri iki boyutlu basit, iki boyutlu karmaşık, üç boyutlu karmaşık ve üç boyutlu basit yapıya uygun olacak şekilde simülasyon yoluyla üretilmiştir. Veri setlerinin test uzunluğu 12 ve 48 madde; örneklem büyüklüğü 1000, 2000 ve 4000 olacak şekilde değiştirilmiştir. Bu şekilde ele alınan dört test yapısı ile 2 test uzunluğu ve 3 örneklem büyüklüğü koşulu çaprazlanarak (4x2x3) 24 koşul içeren desen oluşturulmuştur. Oluşturulan her koşula ilişkin olarak, madde ve birey parametreleri sabit tutulmak üzere, 25 tekrar yapılarak toplamda 600 veri seti oluşturulmuş ve analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre madde parametrelerinin parametre kestirim iyiliği hem madde hem birey sayısındaki artışla artmaktadır. Ele alınan her bir koşulda d parametreleri aynı koşuldaki a parametrelerinden daha kararlı kestirilmiştir. Birey parametrelerinin kestirim iyiliği test uzunluğundaki artış ile artmaktadır. Yüksek korelasyon değerleri RMSE'nin düşük olduğu koşullarda elde edilmiştir. Ayrıca çalışmanın sonunda daha kararlı kestirim yapabilmek için gerekli test uzunluğu ve örneklem büyüklüğüne ilişkin öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.
Özel Gereksinimli Bireylerin Fiziksel Aktivite Programlarına Katılımlarını Engelleyen Faktörlerin İncelenmesi
(2017) Orhan, Rüstem
Bu araştırma; Özel Gereksinimli (ÖG) bireylerin fiziksel aktivite programlarına katılımlarını engelleyen faktörlerin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Fiziksel aktiviteye katılıma engel olan faktörleri anlamak ve ortadan kaldırmak, bireylerin fiziksel aktiviteye katılımını teşvik ederek etkin müdahaleler tasarlamak için önemlidir. Konu ile ilgili bilimsel çalışmalar, tarih sınırlaması yapılmaksızın literatür taranarak derlenmiştir. Tarama, üç temel kavram ve bunların eşanlamlı kelimeleriyle yapılmıştır. Bu temel kavramlar; fiziksel aktivite, engel (bariyer) ve engelliliktir. Ayrıca, elde edilen çalışmaların kaynakça listeleri taranarak ilgili çalışmalara ulaşılmıştır. Tarama sonucu konu ile ilgili 26 makale, üç tez çalışması tespit edilmiş olup ÖG bireylerle birlikte, bu bireylerin aileleri, bakıcıları, antrenör ve beden eğitimi öğretmenleri ile yapılan çalışmalar araştırmaya dahil edilmiştir. Yurt dışında 27 bilimsel çalışma yapılırken, ülkemizde iki bilimsel çalışma yapıldığı tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda 44 engel belirlenmiş, bu engeller dört alt başlığa ayrılmıştır. Bunlar; kişisel, sosyal, çevresel ve diğer engellerdir. ÖG bireylerin fiziksel aktivite yapmalarını en fazla engelleyen faktörler: Diğer engeller başlığı altında yer alan "ekonomik faktörler" (ulaşım ücreti, ekipman ücreti vb.) 14 çalışmada; çevresel engeller başlığı altında yer alan "ulaşım" engeli 10 çalışmada rapor edilmiştir. Çalışmayla belirlenen engeller ilgili kişi ve kuruluşlar tarafından ortadan kaldırılarak, ÖG bireylerin daha kolay ve verimli olarak fiziksel aktiviteye katılmalarının sağlanabileceği sonucuna ulaşılmıştır
Ritmik Yetenek ile Akademik Başarı Arasındaki İlişki
(2019) Yıldız, Hüseyin; Yoncalık, Oğuzhan
Bu araştırma, 2018-2019 Eğitim Öğretim yılında Kırıkkale il merkezinde bulunan dört farklı lisede eğitimlerine devam eden 90 (48 kız- 42 erkek) 9. sınıf öğrencisi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerin akademik başarılarının belirlenmesinde Matematik, Türk Dili ve Edebiyatı derslerinin notları ve genel not ortalamaları dikkate alınmıştır. Öğrencilerin ritmik yetenekleri Wekiart (1989) ritim beceri gözlem formu (Rhytmic Compentence Analysis Test- RCAT) ile test edilmiştir. Ritmik yetkinlik analizi testi, bireyin ritim yetkinliğini, altta yatan müzik ritmine göre bir hareket görevi gerçekleştirme yeteneğini test ederek değerlendirmek üzere tasarlanmıştır. Öğrencilerin test uygulamaları kamera ile kayıt altına alınmıştır. Hoparlör öğrencilerin metronomu rahatlıkla duyabilecekleri mesafeye konulmuştur. Kaydedilen video görüntülerinin değerlendirilmesinde alan uzmanlarına başvurulmuştur. Halk Oyunları alanında en az 10 yıl tecrübeli ve bu alanda ikinci kademe antrenörlük belgesine sahip iki hakem ile değerlendirmeler yapılmıştır. Hakemlerin birbirlerinden etkilememeleri için farklı günlerde video kayıtları izletilerek değerlendirme formları doldurtulmuştur. Veri analizinde SPSS 18 paket programı kullanılmıştır. Sonuç olarak katılımcıların ritmik yetenek puanları ile akademik başarı not ortalamaları arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilememiştir.
Beden Eğitimi Öğretmenlerinin İstenmeyen Öğrenci Davranışlarına Karşı Kullandıkları Stratejiler
(2017) Ergin, Murat; Yoncalık, Oğuzhan
Araştırmaya katılan beden eğitimi öğretmenlerinin istenmeyen öğrenci davranışlarına karşı en sık kullandığı stratejilerin "Öğrencinin iyi davranışını yakalayıp övme" ve "Doğru davranışlar için ekstra puan verme" , en az kullandıkları stratejilerin ise "Öğrenciyi dersten atma" ve "Fiziksel ceza uygulama" olduğu görülmüştür. Meslekte yeni ve yaşı genç öğretmenlerin, daha tecrübeli ve yaşlı öğretmenlere göre "Bir kenarda bekletme" stratejisine belirgin düzeyde daha sık başvurdukları anlaşılmaktadır. Aynı şekilde "Şınav veya koşu yaptırma" stratejisini kullanım sıklığı açısından meslekte yeni (1-5 yıl) ve yaşı genç öğretmelerin anlamlı derecede bu stratejiyi tercih ettikleri görülmektedir. Aynı ders ortamını ve saatini okuldaki diğer şubelerle paylaşım durumu bakımından "Görmezden gelme" stratejisinin uygulanmasında da farklılıklara rastlanmıştır. Ders ortamdaki öğrenci sayısı artıkça "Görmezden gelme" stratejisinin kullanımının azaldığı çok belirgindir. Öğretmenlerin kalabalık ortamlarda öğrencilerin üzerindeki kontrolü daha fazladır denilebilir. Benzer bir durumla "Not düşürme" stratejisinde karşılaşılmıştır. Ortam kalabalıklaştıkça ve istenmeyen öğrenci davranışının şiddeti artıkça Öğretmenlerin öğrencileri notlarını düşürmekle tehdit etmeleri artmaktadır
Bio-Banding in Judo: The Mediation Role of Anthropometric Variables on the Maturation Effect
(MDPI, 2020) Giudicelli, Bruno B.; Luz, Leonardo G. O.; Sogut, Mustafa; Massart, Alain G.; Junior, Arnaldo C.; Figueiredo, Antonio J.
Young judo athletes are bio-banding based on age and body mass and compete in weight classes. The purposes of this study were to investigate the influences of maturation on physical performance in young judokas through controlling the chronological age and body mass, and to examine the mediating role of anthropometric variables. Sixty-seven judokas, aged 11.0-14.7, were measured for 11 anthropometric and seven physical performance variables. Pearson partial correlations were conducted to verify the relationship between the maturational indicator and the dependent variables. Mediation analyses were performed to identify the extent to which anthropometric variables mediate the relationship. The maturation effect remained on the aerobic capacity and handgrip strength (p < 0.05). Fat mass (b = 80.335, 95%CI 11.580-204.270) and fat-free mass (b = 108.256, 95%CI 39.508-207.606) totally mediated the effect on aerobic capacity. Fat mass (b = 0.023, 95%CI 0.004-0.057), fat-free mass (b = 0.029, 95%CI 0.011-0.058), stature (b = 0.031, 95%CI 0.008-0.061), arm span (b = 0.021, 95%CI 0.003-0.044), and inferior members length (b = 0.022, 95%CI 0.005-0.049) totally mediated the effect on handgrip strength. The effect of biological maturation is noticeable even after age and body mass control, being mediated by anthropometric variables related to body composition and size.
The effect of 8-week Zumba (R) fitness on body composition of turkish womens
(MATTIOLI 1885, 2020) Gucluover, Aziz
The aim of this study is to evaluate the effect of 8-week zumba fitness on body composition of Turkish women between the ages of 18-35. The sample of the study consists of 28 (n=14 experimental group and n=14 control group) women who are between the ages of 18-35 and living in the city centre of Kirikkale. The women in the experimental group participated in the zumba fitness which lasted about 60 minutes 3 days a week for 8 weeks. The women in the control group continued their daily life. Body composition of the participants in both experimental and control groups was determined by Bioelectric Impedance Analysis Method before and after 8 week zumba fitness. The data obtained from applications to determine body composition were evaluated in SPSS 25.0 package program with 95% confidence interval and 0.05 significance level. In statistical analyses, statistically significant difference has been observed in the mean values obtained from the applications of pre-test and post-test regarding variables of BMI (kg/cm(2)), body fat percentage (% fat), body fat mass (kg), lean body mass (kg), right leg fat percentage (% fat), right leg fat mass (kg) of the women in the experimental group (p<0.05). Within the lights of the findings obtained in the study, it has been concluded that the 8-week zumba fitness caused a decrease in body weight, body fat percentage and BMI values of Turkish women between the ages of 18-35. In the regional body analysis done in the study, it has been understood that the effect of the zumba fitness program was on the lower extremity.
Investigation of the Effects of 8 Week Core Training Applied to University Students on Dynamic Balance
(INT JOURNAL APPLIED EXERCISE PHYSIOLOGY, 2020) Esen, H. Tolga; Gucluover, Aziz
Introduction and purpose:The aim of this study was to investigate the effects of eight-week practice training on the dynamic balance performance of students taking the courses of Physical Education and Sport College. The sample of the study consisted of the core training experimental group (n = 14) who took the elective tennis lesson in the Department of Physical Education Teaching at the Karamanoglu Mehmetbey University School of Physical Education and Sports and the control group from the Sports Management department (n = 12) taking the elective tennis course.The changes in the dynamic balance performance of the participants after eight week core training applications were examined. Method: In addition to tennis lessons, core training was applied to experimental group 3 days a week for 8 weeks, the control group only participated in tennis lessons. Dynamic balance test measurements of the experimental and control groups were taken before and after the 8-week training program. Pre-test and post-test experimental method was used in the study. Findings:The normal distribution assumption of the data was checked using skewness-kurtosis and histogram. ANOVA test was applied for the mixed measurements of 2 (group) x 8 (direction). The error level (a) was accepted as 0.05 for all statistical methods. A significant difference was found between the pre-test and post-test values of both groups (F(4.37, 104.90)= 63.75, p<.05). The final test values of the groups in 8 directions increased significantly. In order to check whether there is a significant difference between the groups, in the analysis results no significant difference was found between the experimental and control groups (F (1, 24) =.20, p>.05). Result:As a result, a significant difference was observed in the pre and post test values of the experimental and control groups of 8 week core training applications. However, a positive effect on balance performance of participants taking tennis lessons was observed, too.
Developing a new muscle power prediction equation through vertical jump power output in adolescent women
(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2020) Gucluover, Aziz; Gulu, Mehmet
Explosive power is a performance determinant in many sports activities. Vertical jump tests for assessing power output are widely employed. Accurate and reliable methods are needed to predict human power output using the widely employed vertical jump height. To determine vertical jump capacity by using force platform in high school-level girls and to develop an equation that predict vertical jump muscle power (MP) (watts) through body composition and vertical jump height. An experimental group consisting of 87 high school-level young sedentary girls (mean; age; 16.49 +/- 1.93, height;161.25 +/- 6.21, weight; 55.59 +/- 10.27) and a validation (control) group consisting of a similar population of 30 people (mean; age; 16.14 +/- 1.31, height; 163.30 +/- 6.28, weight; 56.65 +/- 9.59), participated in this study. A stepwise linear regression model, including fat free body mass, vertical jump height and fat percentage as independent parameters was applied to develop a new muscle power (MP) estimation equation. Pearson product-moment correlation coefficients were calculated between actual and predicted MP. The new prediction equation obtained from regression analysis for muscle power (MP) could explain 74.5% (R-2) of the variation. A strong and high correlation was observed between the Pearson product-moment correlation coefficients of the actual and predicted MP (experimental;r = 0.863;P < .000) and (control;r = 0.898;P < .000). The direct measurements of muscle power (MP) require researchers to access costly and complex instruments. This need will be met by the MP estimation equations obtained from a simple vertical jump height and body composition measurement.
Variations in Central Adiposity, Cardiovascular Fitness, and Objectively Measured Physical Activity According to Weight Status in Children (9-11 Years)
(Frontiers Media Sa, 2019) Sogut, Mustafa; Clemente, Filipe Manuel; Clark, Cain C. T.; Nikolaidis, Pantelis Theodoros; Rosemann, Thomas; Knechtle, Beat
The purpose of this study was twofold: first, to compare the central adiposity (CA), cardiovascular fitness (CF), and physical activity (PA) in children with different weight status, and second, to determine the associations between moderate to vigorous physical activity (MVPA) and measures of adiposity [CA and body mass index (BMI)] and CF. A sample of 244 children (boys = 120 and girls = 124), 9.7-10.8 years of age (10.3 +/- 0.3 years), was measured for stature, body mass, waist circumferences, and 20-m multi-stage fitness test. PA was recorded with ankle mounted accelerometer. BMI groups were used to classify children as underweight (UW), normal weight (NW), and overweight (OW). The prevalence of being OW was 21.7 and 25% in boys and girls, respectively. Only 5.3% of the participants were found to accumulate recommended amount (>= 60 min/day) of MVPA. Boys were significantly outperformed girls in terms of CE Moreover, they were significantly more engaged in moderate and vigorous physical activities than girls. Regardless of gender, results indicated that OW children had significantly higher values in all anthropometric parameters and lower level of CF than their UW and NW counterparts. In girls, OW children were found to accrue less time engaging in MVPA than the children in UW and NW groups. In boys, OW children were found to accrue less time engaging in vigorous activities than UW and NW children. Results also showed that there were no significant differences between UW and NW girls and boys in respect to CF. Besides, UW girls were found to accrue more time engaging in MVPA than NW girls. MVPA was found to be significantly and negatively correlated with BMI and waist circumference and significantly and positively correlated with CF in both boys and girls. These discrepancies and associations highlight the considerable influences of MVPA on weight status and CF in children.
Ranking in young tennis players-a study to determine possible correlates
(Springer, 2019) Sogut, Mustafa; Luz, Leonardo G. O.; Kaya, Omer Baris; Altunsoy, Kuebra
The purpose of this study was to examine the associations of physical, functional, experiential, and training-related characteristics with ranking in a cohort of competitive U12 tennis players. A total of 119 (boys= 68, girls= 51) nationally ranked Turkish players aged 9.6-12.3 years (10.9 +/- 0.7) were measured on stature, sitting height, body mass, skinfolds, grip strength, and agility. Age at peak height velocity (APHV), percentage of predicted adult stature (PAS%), body mass index (BMI), body fat percentages (BF%) and growth status were calculated. Weekly training hours and experiences in regular tennis training and tournament play were recorded. Compared to boys, girls were found to be significantly taller and more advanced in maturation. There were no significant relationships between growth, APHV, BMI, BF% and rankings. In girls, PAS% was significantly correlated with ranking. Results revealed that variables regarding experience, training volume, and motor performance were significantly associated with ranking in both boys and girls. Age to start regular training (r= -0.540) for the girls and weekly training volume (r= -0.489) for the boys were the most correlated variables. These results were confirmed by logistic regression models. The findings highlight the possible positive consequences of early participation in regular tennis training and tournaments, rather than growth and body composition, on the ranking of U12 tennis players in both genders.
Microbial Characterization Of Sport Facilities And Children's Playgrounds In Kırıkkale Turkey
(Parlar Scientific Publications (P S P), 2018) Ayan, Sinan; Gulhan, Mustafa; Kaygusuz, Sedat; Ergene, Aysun
The aim of this study was to determine the microorganisms in playgrounds and sport complexes and to offer solutions for prevention methods. For this reason, equipment used by many people and toys in the playgrounds, especially the parts that handled and contacting to body, and swimming pools were preferred. The samples were put into bloody EMB and Sabouraud Medium, waited in 37 degree incubator and they were evaluated after 24, 48 and 72 hours. As a result of the study 218 (77,03 %) microorganisms were reproduced (217 bacteria and 1 fungus). The surfaces that bacteria were obtained from: 50 from plastic surfaces, 46 from ceramic surfaces, 43 from rubber surfaces, 31 from metallic surfaces, 25 from wooden surfaces, 17 from swimming pools, and 6 from others. 175 (80,64 %) reproduced bacteria were specified as human pathogen. The bacteria that reproduced the most were Staphylococcus hominis ssp hominis (17). As a group, the bacteria group that reproduced the most was again staphylococcus (67). Cleaning these areas regularly and inspecting them are very important in terms of infection risk. While doing sport personal precautions like wearing gloves should be considered in order to be protected from such kind of infections.
A Comparison of Serve Speed and Motor Coordination between Elite and Club Level Tennis Players
(Sciendo, 2017) Sogut, Mustafa
The purpose of this study was to compare the serve speed and motor coordination of elite and club level junior tennis players aged 11-14 years. Participants (n=35) were assigned to one of the two groups according to their experience, weekly training volume and competition level. Serve speed was assessed with a sports radar gun. Motor coordination was evaluated by means of the Korperkoordinationstest fur Kinder. The main results revealed that serve speed and motor coordination performance levels of the elite group were significantly higher than those of the club group. This study emphasized the importance of early participation and training intensity, which can play an important role in enhancement of serve speed and motor coordination.
Perceptions Of Physical Education And Sports Teachers Towards Folk Dance In Turkey
(Stellenbosch Univ, 2017) Yoncalik, Oguzhan; Demirel, Mesut; Yoncalik, Melike T.
The purpose of this study was to determine the perceptions about folk dance of a group of Physical Education and Sports teachers (males n=130; females n=37), working in primary and secondary schools in different cities in Turkey. Despite their positive perception of dance as a social activity, the teachers showed an impartial attitude towards dance as a sport. They considered, dance and sport as two different fields. The consensus among the Physical Education and Sports teacher participants was that dance teaching was not a duty they should fulfil at schools. The participants were not opposed to a separate dance course at schools. In terms of gender, the female Physical Education and Sports teachers had more positive attitudes towards dance than the male teachers. One of the interesting results of this study was the data obtained from the analysis according to the teachers' specialties. Subsequent to the teachers who specialised in folk dance, the teachers who had the most positive attitude towards folk dance were the teachers in the martial arts (wrestling, judo, boxing, taekwondo) group.
Assessment of hydration status of elite young male soccer players with different methods and new approach method of substitute urine strip
(Biomed Central Ltd, 2016) Ersoy, Nesli; Ersoy, Gulgun; Kutlu, Mehmet
Background: The purpose of the study is to determine and compare the hydration status with different methods and determine fluid intake, dehydration percentages and sweat rate of 26 young male soccer players (15 +/- 1.2 years) before an important competition. More specifically, the study aims at validating the urine strip and advising the players to use it as an easy and practical method. Methods: Measurements of urine analysis were taken from the urine sample of the participants before breakfast and conducted for 3 consecutive days before the competition. Hydration status was assessed through analysis of urine color, urine specific gravity (USG) (laboratory, strip, refractometry), and osmolality. The players' dehydration percentages and sweat ratio were calculated. Results: The average values for all samples were 3 +/- 1 for color, and 1.021 +/- 4 g/cm(3) for USG (laboratory), and 1.021 +/- 3 g/cm(3) for USG (strip), and 1.021 +/- 4 for USG (refractometry), and 903 +/- 133 mOsm/kg for osmolality. USG (strip) was highly correlated with USG (laboratory), USG (refractometry) (r = 0.8; P < 0.01) and osmolality (r = 0.7; P < 0.01), and moderately correlated with urine color (r = 0.4; P < 0.05). The mean dehydration percentage and sweat rate of the soccer players were observed as 0.5 % and 582.3 +/- 232.0 mL/h, respectively. Conclusion: We found that youth soccer players are under a slight risk of dehydration under moderate weather conditions. As indicated by the research results, determination of hydration status of athletes must be taken into account more carefully under moderate and hot weather conditions. In addition, hydration methods were compatible with one another as measured in this study.
Gross motor coordination in junior tennis players
(Taylor & Francis Ltd, 2016) Sogut, Mustafa
The purpose of this study was twofold: (1) to determine the gross motor coordination performance levels of junior tennis players and (2) to analyse the effects of age and gender. Participants were junior male (n=50) and female (n=51) tennis players aged 6-14. Korperkoordinationstest fur Kinder (KTK) was used to assess the gross motor coordination of the participants. Results revealed that none of the participants performed lower than normal level in motor coordination. Besides, 40.6% of the participants performed above normal level. No gender differences were found on all subtests of KTK and also on total motor quotient. Although older players performed better on each test than their younger counterparts for the raw scores, no significant age effect was observed on motor quotient scores among different age groups.
Assessments of world and national level wrestling teams at a pre world championship competition: hydration, body composition and body mass alterations
(Edizioni Minerva Medica, 2015) Kutlu, M.; Demirkan, E.; Ozbek, M. E.
Aim. This study examined the changes in hydration status, body composition and body mass alterations during the camping period a pre world championship, World (N.=14) and National (N.=38) senior wrestlers (N.=52) preparing for the World Championships. Methods. Urine specific gravity, conductivity and color measurements with, body composition analyses were conducted at the beginning of the camp and the end of the camp. Results. In general, no significant differences were obtained between the world and national wrestlers in body mass and fat percentage (83.3 +/- 20-84.9 +/- 18 kg; 12 +/- 6%-11.2 +/- 4%, respectively). However, a significant difference was detected in the changes of body mass between groups (world decreased [800 +/- 1 g] - national increased [600 +/- 1 g] [P<0.05]). Body fat percentage was also observed to have a similar bias with a decrease and increase, but the changes were not significantly different (P>0.05). No significant differences (P>0.05) were observed between pre- and post-test values of urine specific gravity, conductivity or color for both national team wrestlers. Conclusion. Wrestlers achieved to adjust to weight category in a close of period through competition weigh in. Dehydration training programs should be sustained during the whole camp seasons including the last days before the weighing process for matches.

Güncel Gönderiler