Akciğer kanserinde 8. TNM sınıflandırmasına doğru

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2016

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Akciğer kanseri patolojik alt grupları, anatomik yerleşimi ve genomik farklılık açısından heterojen bir hastalıktır. Akciğer kanseri evrelemesi prognozun belirlenmesi açısından önem taşımaktadır ancak yeterli değildir. 8. TNM sınıflandırmasının UICC (Uluslararası kanser kontrol birliği) ve AJCC (Amerikan kanser komitesi) tarafından 2016 yılı sonunda yayınlanması planlanmaktadır. Yeni sınıflandırma 1999 ile 2010 yılları arasında IASLC (Akciğer kanseri uluslararası çalışma topluluğu) veritabanı dahilinde 94.708 hastanın tümör boyutu, lenf nodu tutulumu ve metastaz verileri temel alınarak düzenlenmiştir. Bu çalışmaya 16 ülke arasından Türkiye, 7304 hasta ile katkı sağlamıştır [1,2]. Yeni sınıflandırmada tümör boyutunun 5cm ye kadar her santiminin yeniden tanımlandığı (T1a-c ve T2a,b) ve bu şekilde tümör boyutunun prognoz açısından öneminin vurgulandığı öncelikle göze çarpmaktadır. Minimal invazif adenokarsinomun T1a (mi) olarak eklendiği, parsiyel veya total atelektazini fark gözetilmeden aynı grupta (T2) yer aldığı, diafragma invazyonunun kötü prognoz göstermesi nedeniyle bir üst kategoriye (T4) çıkarıldığı görülmektedir. Tümörün karinadan uzaklığın prognozu etkilemediği saptandığından proksimal tümörler bir alt katagoriye (T2) alınmıştır. N tanımlayıcılarında değişiklik önerilmemiştir. Metastazlarda ise organ sayısı ve metastaz sayısının yeniden tanımlanması (M1a-c) yapılan TNM değişiklikleri olarak özetlenebilir [2-4]. Bu tanımlamalar dışında veritabanında anatomik özellikler dışında bilgiler de toplanmıştır. Hastanın yaş, cinsiyet, ırk, sigara hikayesi, kilo kaybı, laboratuar analizleri (LDH, alkalin fosfataz), SFT, tümörün SUVmax değeri, histopatolojik tip, diferansiyasyon, vasküler lenfatik invazyon, tümör markırları ve çevresel faktörler bunlardan bazılarıdır [2]. Turkish Journal of Clinics and Laboratory'nin bu sayısında Günal ve ark çalışmasında karsinoembriyojenik antijen (CEA) ve CA 19-9 seviyelerinin prognoz açısından anlamlı olduğunu vurgulanmaktadır [5]. Sonuç olarak yeni sınıflandırmada önerilen revizyonların tamamıyla anatomik düzeyde olduğunu görmekteyiz [4], oysa ki yukarıda bahsedilen faktörlerin, tümörün histopatolojik özelliklerinin ve genetik karakterin tedavi ve prognoz açı- sından önemi göz ardı edilmemelidir [3,6]. Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinde aynı patolojik tiplerin alt gruplarının dahi tümör boyutundan bağımsız olarak prognozu etkileyebileceği göz önüne alınarak oluşturulacak bileşik bir kişi bazlı-histopatolojik-genetik-TNM sınıflandırmasının planlanması, ileriki dönemlerde daha etkin bir tedavi açısından tartışılacak konuların başında gelecektir.
Akciğer kanseri patolojik alt grupları, anatomik yerleşimi ve genomik farklılık açısından heterojen bir hastalıktır. Akciğer kanseri evrelemesi prognozun belirlenmesi açısından önem taşımaktadır ancak yeterli değildir. 8. TNM sınıflandırmasının UICC (Uluslararası kanser kontrol birliği) ve AJCC (Amerikan kanser komitesi) tarafından 2016 yılı sonunda yayınlanması planlanmaktadır. Yeni sınıflandırma 1999 ile 2010 yılları arasında IASLC (Akciğer kanseri uluslararası çalışma topluluğu) veritabanı dahilinde 94.708 hastanın tümör boyutu, lenf nodu tutulumu ve metastaz verileri temel alınarak düzenlenmiştir. Bu çalışmaya 16 ülke arasından Türkiye, 7304 hasta ile katkı sağlamıştır [1,2]. Yeni sınıflandırmada tümör boyutunun 5cm ye kadar her santiminin yeniden tanımlandığı (T1a-c ve T2a,b) ve bu şekilde tümör boyutunun prognoz açısından öneminin vurgulandığı öncelikle göze çarpmaktadır. Minimal invazif adenokarsinomun T1a (mi) olarak eklendiği, parsiyel veya total atelektazini fark gözetilmeden aynı grupta (T2) yer aldığı, diafragma invazyonunun kötü prognoz göstermesi nedeniyle bir üst kategoriye (T4) çıkarıldığı görülmektedir. Tümörün karinadan uzaklığın prognozu etkilemediği saptandığından proksimal tümörler bir alt katagoriye (T2) alınmıştır. N tanımlayıcılarında değişiklik önerilmemiştir. Metastazlarda ise organ sayısı ve metastaz sayısının yeniden tanımlanması (M1a-c) yapılan TNM değişiklikleri olarak özetlenebilir [2-4]. Bu tanımlamalar dışında veritabanında anatomik özellikler dışında bilgiler de toplanmıştır. Hastanın yaş, cinsiyet, ırk, sigara hikayesi, kilo kaybı, laboratuar analizleri (LDH, alkalin fosfataz), SFT, tümörün SUVmax değeri, histopatolojik tip, diferansiyasyon, vasküler lenfatik invazyon, tümör markırları ve çevresel faktörler bunlardan bazılarıdır [2]. Turkish Journal of Clinics and Laboratory’nin bu sayısında Günal ve ark çalışmasında karsinoembriyojenik antijen (CEA) ve CA 19-9 seviyelerinin prognoz açısından anlamlı olduğunu vurgulanmaktadır [5]. Sonuç olarak yeni sınıflandırmada önerilen revizyonların tamamıyla anatomik düzeyde olduğunu görmekteyiz [4], oysa ki yukarıda bahsedilen faktörlerin, tümörün histopatolojik özelliklerinin ve genetik karakterin tedavi ve prognoz açı- sından önemi göz ardı edilmemelidir [3,6]. Küçük hücre dışı akciğer kanserlerinde aynı patolojik tiplerin alt gruplarının dahi tümör boyutundan bağımsız olarak prognozu etkileyebileceği göz önüne alınarak oluşturulacak bileşik bir kişi bazlı-histopatolojik-genetik-TNM sınıflandırmasının planlanması, ileriki dönemlerde daha etkin bir tedavi açısından tartışılacak konuların başında gelecektir.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Tıbbi Laboratuar Teknolojisi, Onkoloji, Patoloji

Kaynak

Turkish Journal of Clinics and Laboratory

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

7

Sayı

2

Künye

Özpolat B. (2016). Akciğer kanserinde 8. TNM sınıflandırmasına doğru. Turkish Journal of Clinics and Laboratory, 7(2), 1361 - 3158.