Yazar "Çavuşoğlu, Kültiğin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Agelena labyrinthica (huni örümcek) dişi bireylerindeki zehir bezlerinin morfolojik yapısının araştırılması(Kırıkkale Üniversitesi, 2002) Çavuşoğlu, Kültiğin; Güven, Turan; Pamukoğlu, Y.NahitÖZET AGELENA LABYRINTHICA (HUNİ ÖRÜMCEK) DÎŞÎ BÎREYLERÎNDEKÎ ZEHİR BEZLERİNİN MORFOLOJİK YAPISININ ARAŞTIRILMASI ÇAVUŞOĞLU, Kültiğin Kırıkkale Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi Danışman: Yrd Doç. Dr. Nahit Pamukoğlu Ortak Danışman: Prof. Dr. Turan Güven Temmuz 2002, 30 sayfa Bu çalışmada, huni örümceği Agelena labyrinthica'nın. zehir bezinin morfolojik yapısı ışık ve elektron mikroskopta incelenmiştir. Zehir bezinin dıştan içe doğru kaim bir kas tabakası, bazal lamina ve salgı epitel hücrelerinden meydana geldiği görülmüştür. Çizgili kas tabakasının sarmal şekilde bezin etrafım kuşattığı ve iç kısımdaki bazal laminaya kadar uzandığı tespit edilmiştir. Kas tabakası ile salgı hücrelerini birbirinden ayıran bazal laminanın altında, zehir üretimiyle görevli salgı epitel hücrelerinin yer aldığı ve bu hücrelerin büyük çekirdekli olup sitoplazmalarının ise çok sayıda salgı granülü ile dolu olduğu saptanmıştır.Anahtar Kelimeler: Agelena labyrinthica, Zehir Bezi, Morfoloji, Işık Mikroskobu, SEM.Öğe Albino farelerde iyonlaştırıcı radyasyonun hepatosit morfolojisi ve prolifere hücre çekirdek antijeni (PCNA) ekspresyonu üzerindeki etkileri(2008) Karahan, Siyami; Çavuşoğlu, Kültiğin; Atmaca, Hasan Tarık; Yalçın, EmineBu çalısmada, iyonlastırıcı radyasyonun albino farelerde hepatosit proliferasyon oranına etkisinin arastırılması amaçlandı. Normal ve iyonlastırıcı radyasyona maruz kalan albino fare hepatositlerindeki prolifere hücre çekirdek antijeni (PCNA) ekspresyonu immünoperoksidaz boyama teknigiyle belirlendi. Radyasyon grubundaki fareler, çalısmanın bir ve yedinci günlerinde 30 dakika süre ile Kobalt 60-gama (1,333 MeV) ısını ile 10 Gy dozunda radyasyona maruz bırakıldı ve onbesinci gün hayvanların nekropsileri yapıldı. Kontrol grubu fare hepatositlerinde PCNA immünopozitifligi sadece hücre çekirdeginde gözlenirken, radyasyon grubu albino farelerde hem çekirdek hem de sitoplazmada tespit edildi. Kontrol grubunda, PCNA immünopozitif hepatositlerin oranı (%27,7620,4), radyasyon grubuna oranla (%7,535,43) daha yüksekti (p0,007). Kontrol grubunda çift çekirdekli (dikaryotik) hepatositlerin yüzdesi (%10,22 3,54) radyasyon grubuna oranla (%16,617,01) daha düsüktü (p0,019). Radyasyona maruz kalan farelerin karacigerinde iri çekirdekli hepatositlere ve piknotik hepatositlere sıklıkla rastlandı. Çift çekirdekli hepatositlerdeki PCNA immunoreaktivitesi çogunlukla her iki çekirdekte, daha az sıklıkla da tek çekirdekte görüldü. Sonuç olarak, PCNA ekspresyonu normal albino fare hepatositlerinde çekirdekte eksprese olurken, radyasyona maruz kalmıs fare hepatositlerinde genellikle hem çekirdek hem de sitoplazmada gözlendi. Ayrıca,10 Gy iyonlastırıcı gama radyasyon prolifere olan hepatosit sayısında azalmaya ve çift çekirdekli hepatosit sayısında artısa neden olmaktadır.Öğe Deep neural network and molecular docking supported toxicity profile of prometryn(Elsevier Ltd, 2023) Çakir, Feride; Kutluer, Fatih; Yalçin, Emine; Çavuşoğlu, Kültiğin; Acar, AliIn this study, the versatile toxicity profile of prometryn herbicide on Allium cepa was investigated. In this context, 4 different groups were formed. While the control group was treated with distilled water, Groups II, III and IV were treated with 200 mg/L, 400 mg/L and 800 mg/L prometryn, respectively. After 72 h of germination, cytogenetic, biochemical, physiological and anatomical changes were investigated. As a result increase in malondialdehyde levels, decrease in glutathione level, changes in superoxide dismutase and catalase activities in root tip cells show that prometryn causes oxidative stress. The decrease in mitotic index values and the increase in the frequency of micronucleus and chromosomal abnormalities observed after prometryn treatment indicate genotoxic effects. The genotoxic effects may be due to the induced oxidative stress as well as the promethryn-DNA interaction. Molecular docking analyses revealed that prometryn interacts with various bases in DNA. As a result of the Comet assay, exposure to prometryn was found to cause DNA fragmentation. In physiological parameters final weight, germination percentage and root length decreased by 23.8%, 59.1% and 87.3%, respectively, in the 800 mg/L prometryn applied group. Deep neural network (DNN) model was optimized to predict the effects of different doses of prometryn on 4 different endpoints: micronucleus, mitotic index, chromosomal abnormalities and DNA Damage. The predicted data was found to be very similar to the actual data. The performance of the model was evaluated using MAE, MAPE, RMSE and R2, and these metrics indicate that the model performed well. Overall, the findings of this study suggest that the DNN model developed here is a valuable tool for predicting genotoxicity biomarkers in response to the application doses of prometryn, and has the potential to contribute to the development of safer and more sustainable agricultural practices. © 2023 Elsevier LtdÖğe Deltametrin'in Allium cepa L.'daki Fizyolojik, Anatomik ve Genotoksik Etkilerinin Araştırılması(2019) Kutluer, Fatih; Çavuşoğlu, Kültiğin; Yalçın, EmineBu çalışmanın amacı, Allium cepa L.’da deltametrinin toksik etkilerini araştırmaktır. Bu amaçla, kök uzunluğu, ağırlık kazanımı, çimlenme yüzdesi, mikronukleus (MN), kromozomal anormallik sıklığı ve anatomik değişimler ile malondialdehit (MDA) düzeyi gibi parametreler kullanılmıştır. Bulblar 1 kontrol ve 3 uygulama olarak 4 gruba ayrılmıştır. Kontrol grubu bulblar çeşme suyu, uygulama grubu bulblar ise deltametrinin 5, 10 ve 20 mg L - 1 dozları ile 72 saat muamele edilmiştir. Sonuçlar, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, tüm uygulama gruplarında, kök uzunluğunu, ağırlık kazanımı ve çimlenme yüzdesinin azaldığını, MN ve kromozomal anormalliklerin sayısının ise arttığını göstermiştir. Yapışkan kromozom, köprü, fragment, c-mitoz ve kromatinin eşit olmayan dağılımı şeklinde kromozomal anormallikler gözlenmiştir. Ayrıca, sonuçlar, deltametrinin uygulanan tüm dozlarda yassılaşmış hücre çekirdeği, nekroz, iletim dokuda bazı maddelerin birikimi, korteks hücre duvarında kalınlaşma, belirgin olmayan iletim doku ve hücre deformasyonu vb. anatomik hasarlara neden olduğunu da göstermiştir. Diğer yandan, deltametrine maruz kalan kök uçlarının MDA düzeylerinde önemli bir değişim olduğu saptanmıştır. Deltametrin uygulamasının lipid peroksidasyonunu önemli ölçüde arttırdığı ve tüm uygulama gruplarında MDA düzeylerinde bir artışa neden olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada elde edilen veriler, A. cepa biyo-analizlerinin deltametrin’in muhtemel toksisitesini belirlemede önemli bir indikatör olarak kullanılabileceğini göstermiştir.Öğe Dictyocaulus filaria'nın taramalı elektron mikroskobik incelenmesi(2005) Yıldız, Kader; Çavuşoğlu, KültiğinBu çalışmada koyunların paraziter bronkopnömoni etkenleri arasında yer alan Dictyocaulus filaria taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak incelenmiştir. Trichostrongyloidea üst ailesinde yer alan bu parazitin ağız açıklığının yuvarlak ve küçük, ağzı çevreleyen dudakların ise belirgin olmadığı görülmüştür. Dişi ve erkek parazitlerin ön uç yapısında bir farklılık görülmemiştir. Arka ucu konik olarak sonlanan dişi parazitin yarık şeklinde anüsü ve postanal papili, erkek parazitin bursa kopulatrikste spikülümleri ve kloakası izlenmiştir.Öğe Direct and indirect toxicity mechanisms of the natural insecticide azadirachtin based on in-silico interactions with tubulin, topoisomerase and DNA(Elsevier Ltd, 2024) Kutluer, Fatih; Özkan, Burak; Yalçin, Emine; Çavuşoğlu, KültiğinNatural pesticides, which attract attention with safe properties, pose a threat to many non-target organisms, so their toxic effects should be studied extensively. In this study, the toxic effects of Azadirachtin, a natural insecticide derived from Azadirachta indica, were investigated by in-vivo and in-silico methods. In-vivo toxic effects were determined using the Allium test and bulbs were treated with 5 mg/L (0.5x EC50), 10 mg/L (EC50), and 20 mg/L (2xEC50) Azadirachtin. In the groups treated with Azadirachtin, there was a decline in germination-related parameters and accordingly growth was delayed. This regression may be related to oxidative stress in the plant, and the increase in malondialdehyde and proline levels in Azadirachtin-applied groups confirms oxidative stress. Azadirachtin toxicity increased dose-dependently and the most significant toxic effect was observed in the group administered 20 mg/L Azadirachtin. In this group, the mitotic index decreased by 43.4% and sticky chromosomes, vagrant chromosomes and fragments were detected at rates of 83.1 ± 4.01, 72.7 ± 3.46 and 65.1 ± 3.51, respectively. By comet analysis, it was determined that Azadirachtin caused DNA fragmentation, and tail DNA, which was 0.10 ± 0.32% in the control group, increased to 34.5 ± 1.35% in the Azadirachtin -treated groups. These cytotoxic and genotoxic effects of Azadirachtin may be due to direct interaction with macromolecules as well as induced oxidative stress. Azadirachtin has been found to interact in-silico with alpha-tubulin, beta-tubulin, topoisomerase I and II, and various DNA sequences. Possible deteriorations in macromolecular structure and functions as a result of these interactions may cause cytotoxic and genotoxic effects. These results suggest that natural insecticides may also be unreliable for non-target organisms, and the toxic effects of compounds presented as “natural” should also be investigated. © 2024 Elsevier LtdÖğe The frequency of micronuclei and morphological effects on white blood cells following radiotherapy(2009) Çavuşoğlu, Kültiğin; Arıca, Çakır Şükran; Kurtman, CengizBu çalışmada, akciğer tümörleri nedeniyle radyoterapiye (RT) maruz kalan kanser hastalarının periferal kan örneklerindeki morfolojik hasarları ve mikronukleus (MN) sıklığını belirlemeye çalıştık. Bu amaçla, in vivo kümülatif doz-etki ilişkisini kullandık ve bu verileri istatistiksel parametreler ile ilişkilendirdik. Sitolojik analizler, ?–radyasyonuna maruz kalan hastaların beyaz kan hücrelerinde (WBC) gerçekleştirildi. MN testi, radyasyon hasarının bir belirteci olarak kullanıldı. Ayrıca, sigara alışkanlığı ve yaş gibi farklı faktörlerin etkileride MN testi kullanılarak araştırıldı. MN sayımı, tek nükleuslu lenfositlerde gerçekleştirildi. WBC'nin sayısı ve morfolojik özelliklerini belirlemek amacıyla periferal kan yayma preparatları hazırlandı. Sonuçlar, ?–radyasyonuna maruz kalan kanser hastalarının WBC'deki MN sıklığı ve morfolojik hasarların, kontrol grubundakilerden oldukça yüksek olduğunu gösterdi ve fark istatistiksel olarak önemliydi (P0.01). WBC'de voküolizasyon, membran kusurları ve sitoplazmik granülasyonda artış gibi morfolojik değişmeler belirlendi. Ayrıca, radyasyon dozuna bağlı olarak MN sıklığında bir artış ve WBC'nin sayısında ise bir azalma gözlendi. Sonuç olarak, morfolojik hasarlar ve MN sıklığının, RT 'nin etkilerini araştırmak için çok hassas ve kullanışlı biyolojik belirteçler olduğu gösterildi.Öğe A morphological study of the venom apparatus of the spider Allopecosa fabilis (Araneae, Lycosidae)(2004) Çavuşoğlu, Kültiğin; Maraş, Meltem; Bayram, AbdullahBu çalışmada, Allopecosa fabrilis'in zehir aygıtının morfolojik yapısı taramalı elektron mikroskobu kullanılarak (SEM) incelendi. Zehir aygıtı prosomada yerleşmiş olup, bir çift keliser ve zehir bezlerinden ibarettir. Her bir keliser, kıllarla kaplı kalın bir bazal kısım ve hareketli bir zehir dişi olmak üzere iki kısımdan oluşur. Zehir dişinin ait kısmında bir zehir açıklığı yer alır. Zehir dişinin hemen altında, keliser dişlerine .yakın bir keliseral boşluk bulunmaktadır. Boşluğun her bir kenarı kutikular dişlerle çevrilidir. Zehir bezleri büyük ve şekil bakımından silindiriktir. Her bir bez, tamamen çizgili kas lifleri ile çevrelenmiştir. Bu kas liflerinin kasılmasıyla zehir bezlerinde üretilen zehir, bir kanal ve zehir açıklığı vasıtasıyla zehir dişine boşalmaktadır.Öğe A morphological study on the venom apparatus of spider Larinioides cornutus (Araneae, Araneidae)(2005) Çavuşoğlu, Kültiğin; Bayram, Abdullah; Maraş, Meltem; Kırındı, Talip; Çavuşoğlu, KürşatBu çalışmada, Larinioides cornutus'un zehir aygıtının morfolojik yapısı taramalı electron mikroskobu (SEM) kullanılarak çalışılmıştır. Zehir bezleri, prosomada başın ön kısmında yerleşmiştir ve her bir bez, silindrik kısım ve bir keliseral dişin ucunda sonlanan bitişik bir kanaldan ibarettir. Her bir keliser kıllarla kaplı kalın bir bazal kısım ve hareketli bir zehir dişi olmak üzere iki kısımdan oluşur. Keliseral dişin dorsal yüzeyinde parallel oyuklar yer alır. Ventral yüzey testere dişi gibi oyuklara sahiptir. Zehir dişinin alt kısmında bir zehir açıklığı yerleşmiştir. Zehir dişinin hemen alt kısmında keliser dişlerinin arasında bir keliseral boşluk vardır. Boşluğun herbir kenarı kutikular dişlerle çevrilidir. Zehir bezleri küçük ve şekil bakımından patlıcanı andırmaktadır. Her bir zehir, tamaman çizgili kas lifleriyle çevrelenmiştir. Zehir bezlerinde üretilen zehir, bu kas liflerinin kasılmasıyla bir kanal vasıtasıyla zehir dişine salınmaktadır.Öğe Pektin, poligalakturonik asit ve liyofilize pektinaz enziminin yapısal analizi(2004) Maraş, Meltem; Çavuşoğlu, Kültiğin; Aksöz, Erol; Kırındı, TalipPektik enzimler, yüksek moleküler ağırlıklı pektik asitlerin indirgeyici olmayan uçlarına atak yaparak monogalakturonatları oluşturan enzimlerdir. Bu enzimler Saprofltik fungus, bakteri ve bazı mayalarca oluşturulmaktadırlar. Meyve ve sebze teknolojilerinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada pektin, poligalakturonik asit ve liyofilize bakteriyel pektinazın kristal yapıları, taramalı elektron mikroskobunda (SEM) görüntülenmiştir. SEM'deki görüntülerinde homojen kristal yapı görülmektedir. Pektin poligalakturonik asit ve bakteriyel pektinaz, elektron ışınlarını geçilmeyecek kadar kompakt ve sıkı paketlenmiştir. Ayrıca substrat moleküllerinin kristallerinin pektinaz enziminden daha küçük boyutta olduğu tespit edilmiştir. Pektinazın enzimatik aktivitesini Ca{} ve Na gibi katyonların sitimüle ettiği bilinmektedir. Çalışmanın ikinci aşamasında pektinaz enziminin kristal yapısında bulunabilecek elementlerin analizi gerçekleştirilmiştir.Öğe Pomphorhynchus laevis'in scanning elektron mikroskobik incelemesi(2003) Yıldız, Kader; Çavuşoğlu, KültiğinÖzet: Pomphorhynchus laevis balıkların bağırsaklarında yaşayan acanthocephala'lardan biridir. Parazit, silindirik proboscis ve bulböz genişleme yapmış uzun bir boyuna sahiptir. Bu çalışmada P. laevis'ler'm yüzeyleri scanning elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak incelenmiştir. Parazitin proboscisinde 18 çengel sırası izlenmiştir, her sıra 12 çengelden oluşmuştur. Proboscisin ön sırasındaki çengellerin diğerlerine oranla daha küçük olduğu belirlenmiştir. Geriye doğru kıvrık olan bu çengeller ceplerin içerisinde yer almıştır. Presoma poröz yapılıdır ve taşıdığı çengellerin üzerinde düzenli delikler gözlenmemiştir. Metasoma da poröz yapılıdır. Metasoma üzerinde çok sayıda kütiküler katlanma gözlenmiştir.Öğe Pınus nigra (Arnold) subsp.nigra var. caramanica (Loudon) rehder. yapraklarında kurşun kirliliğinin araştırılması(2007) Çavuşoğlu, Kültiğin; Arıca, Şükran ÇakırAmaç:Bu çalışmada, Kırşehir İl Merkezi'nin çeşitli bölgelerinden toplanan Pinus nigra subsp. nigra var . caramanica yapraklarında trafiğin sebep olduğu kurşun (Pb) kirliliği analiz edilmiştir . Yöntem: Yaprak örnekleri farklı trafik yoğunluğuna sahip sekiz bölgeden toplanmıştır . Toplanan örneklerdeki kurşun (Pb) miktarı, Taramalı Elektron Mikroskoba (SEM) bağlı Elektron Dağılım Spektroskopisi (EDS) yardımı ile belirlenmiştir . Bulgular: Yapraklardaki kirlilik değerleri Yenice Mahallesi için %20.061, Belediye Binası Bölgesi için %23.412, Kırşehir-Kayseri Yolu için %30.520, Kırşehir-Özbağ Girişi için %38.758 olarak bulunmuştur . Sonuç: Sonuçlar yapraklardaki kurşun kirliliğinin trafik yoğunluğuna bağlı olarak arttığını göstermiştir . Ayrıca Pinus nigra türünün kurşun (Pb) miktarının tespitinde biyolojik bir belirleyici olarak kullanılabileceği anlaşılmıştır .Öğe Radioprotective effect of lycopene on chromosomal aberrations (CAs) induced by gamma radiation in human lymphocytes(Triveni Enterprises, 2009) Çavuşoğlu, Kültiğin; Yalçın, EmineThe present study was carried out to evaluate the radioprotective role of lycopene on chromosomal aberrations (CAs) induced by gamma (gamma) radiation in human lymphocytes. For this purpose, we used in vitro dose-effect relationship, and correlate these data with statistical parameters. CAs were evaluated in terms of chromosome break, dicentric, tricentric, acentric, fragment and ring. Mitotic index (MI) and aberrant metaphase number (AMN) were also calculated. Nine groups of lymphocyte culture were prepared: (I) Control group did not received radiation or lycopene, (II) positive control; lymphocytes were treated only with 0.020 mu M lycopene, (III) radiation group; lymphocytes were treated with only 10 Gy gamma-radiation, (IV) lymphocytes were treated with 0.001, mu M lycopene before irradiation, (V) lymphocytes were treated with 0.005 mu M lycopene before irradiation, (VI) lymphocytes were treated with 0.010 mu M lycopene before irradiation, (VII) lymphocytes were treated with 0.015 mu M lycopene before irradiation, (VIII) lymphocytes were treated with 0.018 mu M lycopene before irradiation, (IX) lymphocytes were treated with treated with 0.020 mu M lycopene before irradiation. The results indicated that all lycopene-supplemented lymphocytes showed a lower CAs frequency than lymphocytes in only radiation treated group. It was seen that lycopene had a protective effect on CAs particularly at 0.010, 0.015 and 0.018 mu M concentrations, but this effect saturated at 0.020 mu M concentration. Besides, MI increased and AMN decreased depending on applied lycopene doses. In vitro results showed that the lycopene supplementation decreases frequency of CAs and its protective role against chromosome damages induced by radiation is dose-dependent until a certain stage.