Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 1502
  • Öğe
    Askeri ve normal elektrikli araçlarda yenilenebilir enerji kaynaklı hibrit şarj istasyonu tasarımı
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Kuzu, Ferhat; Ergüzen, Atilla
    Sanayi devrimi sonucunda başlayan otomobil serüveni, sürekli artan enerji ihtiyacıyla her geçen gün kendisini daha az enerji tüketen ve daha verimli motorları üretmeye sevk etmiştir. Motor çeşitliliği büyük bir evrim geçirerek içten yanmalı ve elektrik motorları olarak gelişmiştir. Fosil yakıt kullanan İçten yanmalı motorların çevreye verdiği telafisi mümkün olmayan zararlardan dolayı bu motorların ömrü giderek sorgulanmakta ve azalmaktadır. İçten yanmalı motorların olumsuz etkileri günümüzde sıfır emisyon özelliğine sahip elektrikli araçların (EA) giderek yaygınlaşmasına neden olmuştur. İçten yanmalı ve elektrik motoruna sahip olan hibrit araçlarla birlikte sadece elektrik motoruna sahip olan araçların her geçen gün kullanım oranının artması şarj alt yapılarının da önem kazanmasını sağlamıştır. Bu araçların şarj üniteleri için ihtiyaç duyacağı enerjiyi şebekeden karşılaması büyük bir yük oluşturmaktadır. Şebekelerdeki aşırı yüklenmenin azaltılması amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrikli araç teknolojisinde kullanılması kaçınılmazdır. Bu çalışmada askeri ve sivil elektrikli araçların şarj ihtiyaçlarının karşılanması için yenilenebilir bir enerji kaynağı olan güneşle çalışabilen hibrit bir şarj istasyonu tasarımı sunulmuştur. Şebekeyle birlikte güneş enerjisiyle de çalışabilen bu istasyonun redresör kısmında kullanılan IGBT teknolojisi sayesinde 400 V doğru akım (DC) hızlı şarj ve %95 enerji verimliliğine sahiptir. İstasyonun şarj işlemi sırasıyla: yenilenebilir enerji kaynağından başlamaktadır, kalan kısmı ise aküler veya IGBT doğrultucudan sağlanmaktadır. Uygulamada şarj istasyonunda kullanılan PWM doğrultucu ve DC-DC dönüştürücüye ait ilgili parametrelerin Matlab-Simulink ile simülasyonu gerçekleştirilmiştir. Hibrit şarj istasyonundaki durum bilgisi ve hatalar internet ağ haberleşme yazılımı ile uzaktan izlenmektedir. İstenilen yere kurulabilmesi, şebekeye bağımlı olmadan çalışabilmesi ve uzaktan kontrol edilebilme özelliğiyle askeri elektrikli araçlar için de bir ayrıcalık taşımaktadır. Sisteme dahil edilen 10,1 inç dokunmatik ekran sayesinde değişikliklerin takibi sağlanmaktadır.
  • Öğe
    Behaviour of brick wall panels strengthed with welded wire mesh under reversed cyclic seismic loads
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2021) Nasıf, Osama; Kalkan, İlker; Aykaç, Sabahattin
    Ülkemiz, coğrafi konumu gereği sık sık depremlere maruz kalır. Depremler, önemli can ve mal kayıplarına sebep olur. Deprem esnasında yaşanan olumsuz durumları azaltabilmek için deprem öncesinde çeşitli önlemler alınması gerekliliği doğmuştur. Bu nedenle, yapım aşamasındaki binaların güçlendirilmesi oldukça önemli bir konu haline gelmiştir. Bu konuyla ilgili bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapılmış ancak yapılan çalışmaların maliyetli ve zaman alıcı olmaları, yaygınlık kazanmalarının önüne geçmiştir. Bu çalışmada bugüne kadar yapılan güçlendirme metotlarına bir seçenek olarak, tuğla dolgu duvarların az maliyetli, yerli üretim ve hafif olan tel örgüler ile güçlendirerek deprem performanslarının yükseltilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada üçü referans ve altısı tel örgülü olmak üzere toplam dokuz adet ½ ölçekli deney elemanın üretimi gerçekleştirilmiş olup üretilen elemanların deprem yükleri altındaki davranışları incelenmiştir. Çalışma sonucunda tel örgülü deney elemanlarında dayanım, rijitlik ve enerji dönüştürme değerlerinde artış gözlemlenmiştir. Aynı zamanda tel örgü, duvar bütünlüğünü koruyarak dağılmasını engellemiştir. Böylece deprem ihtimaline karşı yapının göçmesinin engellenebileceği ve deprem sonucunda oluşabilecek can ve mal kayıplarının azalacağı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Derin öğrenme yöntemleri ile uydu görüntülerinden gemilerin tespiti ve sınıflandırılması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Türker, Mehmet Sami; Ayan, Enes
    Uzaktan algılama, yüzeydeki objeleri ve olayları uzaktan gözlemleme ve analiz etme teknolojisidir. Bu yöntemle genellikle uydular, dronlar veya hava araçları gibi platformlar üzerinden çeşitli elektromanyetik dalgalar kullanarak veriler toplanır. Toplanan veriler, optik, kızılötesi veya radar sensörleriyle elde edilen görüntüler şeklindedir ve bu görüntüler çevresel değişikliklerin izlenmesi, tarım verimliliğinin artırılması, şehir planlaması, doğal afetlerin yönetimi, savunma sistemleri ve iklim değişikliği gibi pek çok alanda kullanılabilir. Uzaktan algılama yöntemleri ile elde edilen veri setleri derin öğrenme yöntemleri kullanılarak geniş alanların veri analizi ve bilgi çıkarımı için kullanılmaktadır. Bu sayede geniş alanların hızlı ve etkili bir şekilde değerlendirilmesini sağlanarak, birçok sektörde bilgi ve karar destek sistemlerine katkıda bulunur. Derin öğrenme algoritmaları, uzaktan algılama veri setlerinde nesne tanıma, değişim tespiti ve sınıflandırma gibi görevlerde yüksek doğruluk ve otomasyon sağlamaktadır. Uzaktan algılama yöntemlerinden biri olan optik uydu görüntüleri gemilerin otomatik tespiti ve sınıflandırılması, deniz trafiği yönetimi, çevre kirliliğinin izlenmesi, uyuşturucu kaçakçılığı, göçmen kaçakçılığı, sınır ihlalleri ve meydana gelebilecek diğer suçların takibi açısından kritik bir araştırma alanıdır. Son yıllarda, derin öğrenme algoritmalarının popüler hale gelmesiyle birlikte, Evrişimli Sinir Ağları (ESA) nesne algılama ve sınıflandırma gibi bilgisayarlı görme problemlerinde başarılı sonuçlar elde etmiştir. Bu çalışma kapsamında bilgisayarlı görü problemlerinde nesne tespit görevlerinde kullanılan You Only Look Once (YOLO) tabanlı dokuz on bir farklı mimari (YOLOv5n, YOLOv5s, YOLOv5m, YOLOv5l, YOLOv7tiny, YOLOv7, YOLOv9c, YOLOv9m, YOLOv9s, YOLOv9t, YOLOv7-CBAM) kullanılmıştır. Söz konusu mimariler transfer öğrenme yöntemi ile optik uydu görüntüleri ile gemileri tespit edebilmeleri için eğitilmiştir. Eğitim sonrası mimarilerin uydu görüntülerinden gemileri tespit edebilme ve sınıflandırma performansları kesinlik, duyarlılık, mAP (ortalama kesinlik) ve F1 skor ölçütleri kullanılarak karşılattırılmıştır. Elde edilen test sonuçlarına YOLOv5l modelinin 0.984 kesinlik, 0.984 duyarlılık, 0.991 mAP ve 0.984 F1 skor değeri elde ederek diğer modeller arasında en başarılı model olmuştur. Çalışmada sonuç olarak özellikle büyük modellerin tespit performansının daha iyi olduğu gözlemlenmiştir. Çalışmada ayrıca kullanılan dikkat mekanizmasının YOLOv7 modelinde F1 skor ölçütünde %5,4 oranında bir iyileştirme sağladığı tespit edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre YOLO tabanlı mimarilerin uydu görüntülerinden gemi tespiti ve sınıflandırmada umut vadedici sonuçlar elde ettiği bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Uzaktan algılama, Nesne Tespiti, YOLO, Evrişimli Sinir Ağları, Gemi Tespit ve Sınıflandırma, Derin Öğrenme.
  • Öğe
    Balistik plakalarda yüzey geometri etkisinin sayısal olarak incelenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Sözeri, Serhat; Pehlivanlı, Zühtü Onur
    Bu çalışmada, seramik plaka yüzey geometrilerinin balistik performansı sayısal olarak sonlu elemanlar yazılımıyla incelenmiştir. Altıgen taban geometrili ve yüzey açıları 10o, 20o ve 30o olan plakalar modellenmiştir. Her plakanın merkezine ve kenar yüzeyine, 920 m/s hızla 5,56 mm x 45 ve 833 m/s hızla 7,62 mm x 51 mühimmat çekirdekleri çarptırılmıştır. Balistik plaka malzemesi olarak ağırlık ve maliyet avantajları bakımdan silisyum karbür ve mermi çekirdeği malzemesi için 4340 çelik tercih edilmiştir. Sayısal modelleme, sonlu elemanlar yazılımı olan ANSYS'de gerçekleştirilmiştir. Belirtilen malzemelerin özellikleri yazılım kütüphanesinden seçilmiştir. Yapılan analizler neticesinde incelenen yüzey açıları arasında 10o ve 20o açılı plakaların kırılarak, parçalanarak hasara uğradığı ve koruma sağlamadığı ancak 30o yüzey açılı plakanın çekirdekleri deformasyona uğrattığı ve koruma sağladığı görülmüştür. Bu durum, 30o yüzey açılı plakanın diğer iki farklı açılı plakaya kıyasla hem artan açı etkisi ve hem de kalınlığın etkisiyle mermi çekirdeklerini deformasyona uğratması ve kinetik enerjisinin tamına yakınını absorbe etmesiyle açıklanmıştır.
  • Öğe
    Savunma sanayinde kullanılan aısı 420 paslanmaz çeliğin nitrürlenebilirliğinin artırılması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Durukan, Emrehan; Başyiğit, Aziz Barış
    Martenzitik paslanmaz çelik alaşımları Fe-Cr-C sistemine dayanmaktadır. Bu alaşımlarda havada soğutma, östenitten sert martenzit fazını elde etmek için yeterli olduğundan, bunlara 'havada sertleşebilen alaşımlar' adı da verilir. Sertleştirme ısıl işlemleri ile tam kesitte mukavemetleri yaklaşık 950 MPa değerine kadar artırılabilmektedir. Bu alaşımların genel korozyon direnci diğer paslanmaz çelik türleri kadar iyi olmasa da özellikle orta düzeyde atmosferik korozyon dayanımı ve yüksek mukavemetin beraber arandığı ortamlarda tercih edilirler. Diğer paslanmaz çelik alaşım türlerine göre daha düşük alaşım elementi içeriği daha ekonomik olmalarını sağlamaktadır. Bu çalışmada yüzey sertleştirme için geleneksel tam kesitte sertleştirme ısıl işlemleri yerine yüzey sertleştirme ısıl işlemi yapılmak suretiyle 420 martenzitik paslanmaz çelik çubuk seçilmiştir. Yuvarlak çubuklardan hazırlanan numunelere gaz nitrürleme yüzey sertleştirme ısıl işlemi uygulanmıştır. Paslanmaz çeliklerin yüzeyinde nitrürlenme performansını düşüren ve doğal olarak oluşan metal oksit tabakası bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı; martenzitik paslanmaz çeliklerin nitrürlenebilirliğinin artırılmasıdır. Karşılaştırma için; mikro yapısal incelemeler, mikro sertlik testleri ve nitrürleme derinliği taramaları yapılmıştır. Bu çalışmada, 420 martenzitik paslanmaz çeliğin nitrürleme yüzey işleminden önce uygulanan mekanik ve kimyasal ön işlemlerin nitrürleme verimliliğini artırdığı gözlenmiştir.
  • Öğe
    Tek kart bilgisayar kullanarak yaklaşım tapası tasarımı
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Ceylan, Rabiye; Ünver, Halil Murat; Ulamış, Faruk
    Bu çalışmada orman yangınlarında kullanılabilecek yaklaşım tapaları üzerine inceleme ve tek kart bilgisayar kullanılarak güvenilir, ekonomik ve etkili bir uygulama hedeflenmiştir. Yaklaşım tapalarının özellikleri bileşenleri hedef algılama yöntemleri ve hedefe belirli mesafede paralanma işlevi incelenmiş ve buna bağlı olarak benzer bir fiziksel davranışın tek kart bilgisayarlarla sağlanıp sağlanamayacağı incelenmiştir. Model olarak tasarlanan ve prototip olarak üç boyutlu roket gövdesi için baskı hizmeti alındı elektronik sistemi tek kart bilgisayar üzerine uyarlandı ve çalışması için gerekli olan gerilim, pil güç kaynağı tarafından sağlanıp, TF mini LiDAR lazer mesafe sensörü vasıtasıyla hedef ile roket prototipi arasındaki mesafe değeri ölçülmüştür. Sensörden alınan mesafe bilgisi ESP32 mikroişlemcisi tarafından işlenmiş ve mesafe bilgisi ESP32 mikroişlemcisine kodlanmış bluetooth bağlantısı ile telefona yüklenen Bluetooth Serial uygulaması üzerinden uzaktan mesafe takibi yapılmıştır. Tasarlanan tek kart bilgisayar sisteminde, yaklaşım tapasının çalışma prensibi olan hedefe belirli mesafeye gelindiğinde bir tetikleyici sinyal aracılığıyla patlayıcının paralanma fonksiyonunu gerçekleştirmesi işlemi burada buzzer ve LED şeride gönderilen sinyal ile test edilmiştir. Çalışmalarda işlemci kartına önceden mesafe değer bilgisi girilmiş ve üç boyutlu roket prototipinin uç kısmında yer alan lazer sensörünün önceden belirlenen mesafeye geldiğinde hem buzzer'ın aktif hale gelerek ses çıkarması hem de LED şeridin arzu edilen mesafede elektrik sinyali ürettiği gözlemlenmiştir. Burada yapılan çalışmalar imkânlar doğrultusunda ve belirli zaman aralığında gerçekleşmiş olup yaklaşım tapalarının çalışma prensibine uygun sonuçlar elde edilmiştir. Elde edilen ürün gerek prototip roketlerde gerekse düşük adetten kaynaklanan fayda/maliyet hesapları göz önüne alınarak güvenilir bir alternatif olarak değerlendirilebileceği görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Tapa çeşitleri, elektronik tapa, yaklaşım tapası, yaklaşım tapa bileşenleri, patlayıcılar, radar, anten, RF.
  • Öğe
    Seramik sağlık gereçleri atıkları kullanılarak seramik-kompozit zırh malzemesi yapımının araştırılması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Doğan, Burak; Aydın, Tuna
    Sunulan tez çalışmasında seramik vitrifiye çamuru ile silisyum karbür, lityum karbonat ve magnezyum karbonat bileşenleri eklenip zırh malzemesi denemesi yapılmıştır. Yaygın olan Replikasyon yönteminden yola çıkılarak seramik köpük yöntemi ile denemeler yapılmıştır. Seramik köpük malzemesinin hafifliği, gözenekli yapısı ve dayanıklılığı göz önüne alınarak zırh malzemesi olarak kullanılabilecek bir malzeme ortaya çıkartılmak istenmiştir. Denemeler belirli oranlarda silisyum karbür, lityum karbonat ve magnezyum karbonat eklenerek gözenekli yapı ve hafiflik gözlemlenmiştir. Replikasyon yöntemi ile yapılan denemeler ile karşılaştırmalar yapılarak denemelerin sonuçları XRD, XRF, TG/DTA, Optik Dilatometre ile sinterleme analizi ve SEM ile mikro yapı incelenmiştir. Sonuçlar incelendiğinde zırh malzemesi olacak bir yapının olduğu sonucuna varılmıştır. Ana zırh malzemesi ve ya destek zırh malzemesi olarak kullanılabilir bir yapı sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Katılaşma sırasında uygulanan mekanik titreşimin A356 alüminyumun mikroyapı ve mekanik özelliklerine etkisinin incelenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Özgü, Taha Süreyya; Çalın, Recep; Tanış, Naci Arda
    Alüminyum alaşımlar, ağırlık ve mekanik özelliklerinden kaynaklı olarak savunma sanayi, otomotiv endüstrisi, tesisat ekipmanları, sağlık teknolojileri gibi birçok farklı uzmanlık alanında tercih edilmektedir. Sektörlerin hem teknolojik anlamda hem de büyüklük anlamda gelişmesi ile birlikte alüminyum ve alaşımlarına talep artmaktadır. Alüminyum ürün üretiminde geleneksel bir metot olan döküm ile imalat, farklı geometrideki ürünlerin üretilmesinde kullanılmaktadır. Diğer tüm malzemelerde olduğu gibi alüminyum malzemeler için de kullanım isterlerine göre mekanik özelliklerinde iyileştirmeler gerekebilmektedir. Alüminyum malzemelerin mekanik özelliklerini iyileştirmek için kimyasal kompozisyonlarında yapılacak iyileştirmelerin yanı sıra üretim sırası ve sonrasında da bazı operasyonlar yapılabilmektedir. Bu çalışmada, bir Al-Si alaşımı olan A356 alüminyum alaşıma katılaşma sırasında mekanik titreşim uygulanmıştır. Farklı titreşim seviyelerinde gerçekleştirilen katılaştırmanın yanı sıra titreşimsiz katılaştırmada gerçekleştirilmiştir. Üretim sonrasında, gözeneklilik testi, dentrit kolları arası mesafenin ölçümü için mikroyapı incelemesi, aşınma verilerinin elde edilebilmesi için aşınma testi, sertlik değerlerinin ölçümü için sertlik testi, aşınma katsayılarının tespiti için ise aşınma katsayısı hesabı gerçekleştirilmiş; SEM görüntülemesi ve EDS analizlerine de yer verilmiştir. İncelemeler sonucunda, gözeneklilik testi, aşınma dayanımı ve aşınma katsayısı hesabında titreşimin belli bir seviyeye kadar olumlu etkisi gözlemlenmiş; belli bir seviyeden sonra negatif durum gözlemlenmiştir. Dentrit kolları arası mesafe ise her titreşim seviyesinde azalmış; sertlik ise her titreşim seviyesinde artış göstermiştir.
  • Öğe
    Kompozit yakıtlı roketlerde kullanılan piroteknik ateşleyicinin bozunma mekanizması ve ömrünün incelenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Özkan, Kaan Turgay; Pul, Muharrem
    Bu tez çalışmasında MTV (Magnezyum Teflon Viton) piroteknik malzemesinin sıcaklığa bağlı yaşlandırılması ile farklı sürelerde ömrünün belirlenmesi amaçlanmıştır. Piroteknik malzemenin 10, 20 ve 30 yıl sonrasında yapısında meydana gelen kimyasal ve fiziksel değişimleri belirlemek maksadıyla TGA analizi sonucunda çıkan değerler ile bozunma reaksiyonu denklemleri hesaplanmıştır. Bulunan değerler ışığında piroteknik numune 45 ºC'da 10, 20 ve 30 yıl sonrasına denk gelen sürelerde hızlı yaşlandırılarak üç farklı numune elde edilmiştir. Yeni sentezlenmiş numune ve yaşlanmış üç numuneye; kalorifik değer, magnezyum miktarı, yığın yoğunluğu, sürtünme hassasiyeti, darbe hassasiyeti, nem tayini ve SEM-ED X analizi yapılmıştır. Test ve analizlerden elde edilen verilere göre; numunelerin kalorifik değerlerinin mevcut kullanım şartlarında kabul edilebilir seviyede olduğu ve yaşlanma ile maksimum % 4,6 değişim olduğu, magnezyum tayininde, magnezyum miktarının azaldığı ve azalma oranının (maksimum %3.06) olduğu , nem tayininde yaşlanmamış numunenin nem yüzdesinin % 0.15 çıktığı tespit edilmiş ve bu değerin mevcut kullanım şartlarında kabul edilebilir olduğu değerlendirilmektedir. Yığın yoğunluğu tayininde, piroteknik malzemenin yığın yoğunluğunun yaşlanma ile azaldığı ve azalmanın malzemenin yanma hızını ve verimlilğini azaltacağı değerlendirilmektedir. "Bruceton Yöntemi" ne göre yapılan sürtünme hassasiyetinde numunelerin sürtünmeye karşı duyarsız olduğu tespit edilmiştir. Darbe hassasiyetinde numunelerin yaşlanma devam ettikçe darbe kuvvetine karşı hassasiyetinde bir artış olduğu belirlenmiştir. SEM Analizinde yaşlanma ile numunelerin yüzey görüntülerinde önemli bir değişiklik olmadığı tespit edilmiştir. Element analizinde yaşlanma devam ettikçe magnezyum oranının azaldığı sonucuna varılmıştır. Piroteknik malzemenin 25ºC'da 30 yıl sonrasında sızdırmaz koşullarda ve ideal depolama durumunda; kalorifik değer, magnezyum miktarı,element analiz ve yığın yoğunluğu sonucunda mevcut kullanım şartlarında beklenen performansı karşılayabildiği, sürtünmeye karşı hassas olmadığı ancak darbe hassasiyetinin yaşlanma devam ettikçe arttığı değerlendirilmektedir. SEM analizinde yapısal bütünlük olarak değişiklik göstermediği kanaatine varılmıştır. Anahtar Kelimeler: Enerjik Malzeme, Piroteknik Malzeme, MTV Piroteknik Malzemesi, Magnezyum Teflon Viton, Raf Ömrü, Hızlandırılmış Yaşlandırma
  • Öğe
    Yüksek enerjili çift bazlı (DB) katı roket yakıt numunelerinin karekterizasyonu
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Kervan, Aziz; Yaman, Hayri
    Yapılan bu tez çalışmasında, çift bazlı (DB) roket yakıt içeriğine farklı oranlarda metal esaslı yüksek enerjili madde ilave edilmesinin roket yakıtlarının performans ve karakteristik özelliklerine etkileri incelenmiştir. Bu amaçla çift bazlı (DB) roket yakıtlarına, yüksek enerjili alüminyum (Al) ve magnezyum kaplı bor (MgB) maddeleri farklı kütlesel yüzde oranlarında ilave edilerek sonuçları değerlendirilmiştir. Çift bazlı iki farklı numuneye (DB-N1 ve DB-N2), ağırlıkça % 2, % 4 ve % 6 Al ve % 2 MgB ilaveleri neticesinde elde edilen numunelere TGA (termal gravimetrik analiz), DSC (aralıksal tarama kalorimetresi) ve AET (otomatik patlama sıcaklığı) testleri yapılarak termal bozunma davranışları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Ayrıca, yakıt numunelerinin yanma ısıları (enerji seviyeleri) kapalı bomba kalorimetresiyle ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda, metal esaslı yüksek enerjili madde ilavelerinin roket yakıtlarının enerji seviyelerini yükselttiği görülmüştür. Yapılan ölçümler neticesinde; en düşük enerji seviyesinin 851,69 cal/g olarak metal ilavesiz DB-N2 Katı Yakıt numunesinde olduğu, en yüksek enerji seviyesinin ise 910,36 cal/g olarak % 6 Al ilaveli DB-N2 Katı Roket Yakıtı numunesinde olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Kompozit roket yakıtlarının yaşlanma karakterizasyonunun belirlenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Demir, Murat; Bayça, Salih Uğur
    Bu çalışmanın amacı, yapay olarak yaşlandırılmış ve yeni üretim katı kompozit roket yakıtlarının depolama ömrüne etki eden parametrelerin etkilerini araştırılmaktır. Yeni üretilmiş numunelere yaşlandırılma işlemi uygulanarak 3 yıl ve 10 yıl yapay yaşlandırılmış numuneler hazırlanmıştır. Katı kompozit roket yakıtının depolama ömrüne etki eden parametreler NATO standartlarına göre incelenmiştir. Sonuçlar göstermiştir ki, roket yakıtının yanma odasındaki ortam basıncının ve başlangıç sıcaklığının artması ile yanma hızının arttığı bulunmuştur. Ancak yaşlanma süresinin artması yakıtın yanma hızına önemli bir etkisi olmadığı belirlenmiştir. Yaşlanma süresinin artması ile yakıtın darbe hassasiyeti azalmıştır. Yakıtın yaşlanma süresinin artması ile yakıtın darbelere karşı daha aktif duruma gelmektedir. Bu da yakıtın depolama güvenliğini olumsuz etkilemektedir. Yaşlanma süresinin artması ile yakıtın camsı geçiş sıcaklığına önemli bir etkisi gözlenmemiştir. Yakıtın yaşlanma süresinin artması ile çapraz bağ yoğunluğu artmıştır. Çapraz bağ yoğunluğu arttıkça kompozit yakıtın mekanik yüklere ve gerilmelere karşı olan dayanımı artar. Bu da yakıtın depolama güvenliğini olumlu etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: Roket, Kompozit roket yakıtı, İtki, Yapay Yaşlandırma.
  • Öğe
    Çift bazlı (DB) roket yakıtlarının yaşlanma karakterizasyonun belirlenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2022) Boylu, Zarife; Yaman, Hayri
    İnsanlığın en çok merak ettiği konuların başında uzayın derinliklerinin keşfedilmesi konusunun geldiği bilinmektedir. Bu konuda gelişmiş ülkeler diğer ülkelere üstünlük sağlamak hedefiyle sürekli rekabet halinde uzayın keşfi için durmaksızın farklı yakıt türleri ile çalışabilen roket motorları geliştirilmektedir. Roketlerin tarihi gelişimine bakıldığında ilk roketin Çin'de 13.yüzyılda kara barut yakıtı ile fırlatıldığı bilinmektedir. Daha sonraki süreçlerde roketlerin uzun yıllar gelişimlerinin geciktiği ve ancak 1800'lü yılların sonlarına doğru Avrupalıların roketleri geliştirilmesi konusunda yoğun çaba harcamalarına karşın roketlerin dengesi konusunda ciddi sorunlar yaşamışlardır. Genellikle roketler, yakıt, motor ve egsoz kısımlarından oluşan, uç kısmı hava sürtünmesini azaltacak şekilde dizayn edilmiş, silindir şeklinde kaplardır. Roketler çalışmaları sırasında havaya gereksinim duymazlar, yanma için gerekli oksijen yakıt içerisinde mevcuttur. Hareket yönünün tersinde sıcak gaz püskürterek hareket ederler. Roketler çok pahalı sistemler olması nedeniyle mümkün olan en uzun süre optimum çalışma koşullarında ve standartlar dahilinde kullanım sürecinde kalması en önemli konuların başında gelmektedir. Roketlerin ömür tayininde standartlar dahilinde roketin içerik maddelerindeki stabilizatör yüzdeleri öncelikli olmak kaydıyla birçok karakteristik parametrede değerlendirmeye alınabilmektedir. Yakıtın yaşlanmasında kimyasal (oksidadif çapraz bağlar gibi), fiziksel (plastikleştirici göçü, sıvı yanma katalizörleri ve nem) ve mekanik (termalyükler, vibrasyon gibi) prosesler bozunmayı etkilemektedir. Bu proje ile MKE A.Ş. 'de üretilen yeni çift bazlı roket yakıtının ömür tespiti kapsamında yaşlanma ile oluşan stabilizör kaybına bağlı olarak ömür tespiti yapılması hedeflenmiştir. Bu maksatla yakıta 60°C, 70°C ve 80°C sıcaklıklarda yaşlandırmalar uygulanmış ve stabilizör kaybına bağlı aktivasyon enerjisi enerjisi hesaplanarak yakıtın 25°C ve 40°C sıcaklıklarda depolanması durumunda yakıt ömrünün nasıl değiştiği incelenmiştir. 25°C depolama koşullarında yakıtın depolanması durumunda ömrünün 451 yıl, 40°C depolama koşullarında depolanması durumunda ise ömrünün 29 yıl olduğu hesaplanmıştır. Anahtar Kelimeler: Roketler, İtki, Roket Yakıtları, Ömür Tespiti, Aktivasyon Enerjisi
  • Öğe
    İletken polimer kompozitlerin üretimi ve iletkenlik özelliklerinin araştırılması
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Calban, Dilruba Zümer; Metin, Ayşegül Ülkü; Pehlivanlı, Zühtü Onur
    Günümüzde, otomotiv, savuma, havacılık gibi önemli alanlardaki çalışmalarda sıklıkla metal matrisli malzemeler kullanılmaktadır. Bununla birlikte, bu malzemeler yerine hafif, dayanıklılığı yüksek ve aynı zamanda da kararlı ve düşük maliyetli ürünlere yönelik ihtiyaç giderek artmıştır. Özellikle, elektiriksel ya da ısıl iletkenliğe sahip polimer kompozitlerin kullanımıyla ilgili çalışmalar son yıllarda daha ön plana çıkmaktadır. Bu tez çalışmasında metal katkılı, bor nitrür (BN) temelli iletken polimer kompozitlerin üretilmesi ve elektriksel özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın ilk bölümünde, Cu (II) iyonları, modifiye edilmiş BN üzerine immobilize edilmiş ve L-askorbik asit ile indirgenmiştir (BN@Cu). Ardından başlatıcı olarak amonyum persülfat kullanılarak anilinin kimyasal polimerizasyonu gerçekleştirilmiş ve BN temelli nanokompozit partiküller üretilmiştir (BN@Cu/PANI). XRD (X-ışını kırınımı), FTIR (Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi), SEM (Taramalı Elektron Mikroskopisi) ve TEM/EDXS (Geçirimli Elektron Mikroskopisi/Enerji Dağılımlı X-ışını Spektroskopisi) analizleri ile BN@Cu/PANI yapısal ve morfolojik özellikleri aydınlatılmıştır. BN@Cu/PANI nanokompozitinin DC elektrik iletkenliği (0,567 S/cm), PANI (0,167 S/cm) ve BN@Cu'dan (0,077 S/cm) daha yüksek olduğu belirlenmiştir. BN@Cu ve BN@Cu/PANI'nin ısıl iletkenliği ise sırasıyla 0,626 ve 0,444 W/mK olarak ölçülmüştür. Çalışmanın ikinci bölümünde ise, BN@Cu/PANI (w/w, % 1, 5, 10 ve 20) takviyeli Poliakrilonitril (PAN) kompozit nanolifler elektroeğirme yöntemi ile üretildi ve liflerin fiziko-kimyasal özellikleri, nanokompozit partiküllere benzer olarak FTIR ve TGA/DTA gibi teknikler kullanılarak belirlendi. Morfolojik özellikleri, SEM-EDS ile aydınlatıldı ve kompozit nanoliflerin düzgün lif yapısına ve PAN içinde homojen BN@Cu/PANI dağılımına sahip olduğunu görüldü. DC elektriksel iletkenlik ve ısıl iletkenlik analizleri BN@Cu/PANI takviyeli PAN nanolifler, ağırlıkça % 10BN@Cu/PANI takviyesinde nanoliflerin özgül ısı kapasitesinde 2 kat azalma ve elektrik iletkenliğinde 50 kat artış olduğu belirlendi.
  • Öğe
    Nikel alüminyum bronz alaşımı ile pervane bağlantı göbeğinin (Hub) kum kalıba döküm yöntemiyle üretilmesi ve temperleme sıcaklığının özelliklerine etkisi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Laleci, Yağmur; Çalın, Recep
    Endüstride yıllara bağlı olarak demir dışı metal alaşımlarının üretim kapasitesi artarak devam etmektedir. Demir dışı metaller arasında yaygın kullanım alanına sahip metallerin başında ise bakır ve bakır alaşımları bulunmaktadır. Bakır alaşımları; saf bakır içerisine demir, nikel, alüminyum, mangan vb. elementlerin ilave edilmesi ile oluşmaktadır. Bu elementlerin bakır ve birbirleri ile olan etkileşim sonuçlarında saf bakırın fiziksel, kimyasal ve mekanik özellikleri geliştirilebilmektedir. Nikel alüminyum bronzları (NAB) ise, nikel ve demir alaşım elementlerinin ilave edildiği bakır-alüminyum alaşımıdır. Son zamanlarda üretimi ve geliştirilmesi en fazla olan bakır alaşımıdır. Yapılan araştırmalarda, ikili Cu-Al alaşımlarına nikel ve demir ilavesinin hem ? hem de ? faz alanlarında karmaşık ? fazlarının çökelmesi yoluyla NBA'nin mekanik özelliklerini arttırdığı bulunmuştur. Deniz suyu ortamında mükemmel korozyon-erozyon direnci, iyi kırılma tokluğu, yüksek mukavemet, yüksek darbe özellikleri, yüksek sönümleme kapasitesine ve iyi yorulma direncine sahip olması nedeniyle, denizcilik endüstrisinin temel bileşenlerinden olan pervane, pompa, çark ve valf parçalarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Nikel alüminyum bronzlarının (NAB) kimyasal kompozisyonları alüminyum, nikel, demir ve nadiren manganezden oluşur. Alaşımın kimyasal kompozisyonu malzemenin mekanik özelliklerine doğrudan etki etmektedir. Bunun yanı sıra döküm sonrasında malzemeye uygulanan ısıl işlem prosesleriyle; döküm sonrasında oluşan iç gerilmeleri gidermek, sünekliğin arttırılması, aşınma ve korozyon dayanımlarının geliştirilmesi, çekme mukavemeti ve sertlik değerlerinin istenilen değer aralıklarına getirilmesi, istenilen mikroyapı özelliklerinin elde edilmesi sağlanabilmektedir. Uygulanacak olan ısıl işlem prosesi malzemenin kullanılacağı alana göre değişiklik göstermektedir. Çalışma kapsamında, CC333G kodlu nikel alüminyum bronzu olan pervane bağlantı göbeği (HUB) parçasına, farklı temperleme ısıl işlemleri uygulanarak, metalografik karakterizasyonu, sertlik, aşınma, korozyon ve mekanik özelliklerinin değişiminin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda kum kalıba döküm yöntemiyle üretilen test bloklarından numune çıkartma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Çıkartılan numunelere çözeltiye alma ısıl işleminin ardından su verilmiş olup farklı sıcaklıklılarda temperleme ısıl işlemi yapılmıştır. Isıl işlemler sonrasında, numunelerin yukarıda belirtilen özelliklerinin sonuçları karşılaştırılmıştır. Çalışmada belirlenen hedef, dökümü gerçekleştirilecek pervane bağlantı göbeği parçasının, boyut ve tonajı göz önüne alınarak, döküm öncesinde alaşım ve simülasyon çalışmaları yapılarak daha verimli bir parça üretiminin gerçekleştirilmesidir. Yapılan simülasyon çalışmaları doğrultusunda yapılan döküm ile uyumludur. Çalışma sonucunda yapılan temperleme ısıl işleminin, nikel alüminyum bronzunun mikroyapısında iyileşmeye neden olduğu, daha homojen ve ince çökeltiler içeren intermetalik fazları barındırdığı tespit edilmiştir. Bu gelişmelere bağlı olarak malzemenin çekme mukavemetinde ve %uzama değerlerinde artış sağlanmış olup, akma dayanımında düşüş olduğu raporlanmıştır. Yapılan çalışmada, aşınma dayanımının 700 °C'de yapılan temperleme işleminde aşınma dayanımının en fazla olduğu görülmüştür. Korozyon deneyleri sonuçlarına bakıldığında ise, 600 °C'de yapılan temperleme ısıl işlemi sonrasında korozyon dayanımının arttığı görülmüştür. Anahtar kelimeler: Nikel bronz alaşımları,döküm, temperleme ısıl işlemi, pervane bağlantı göbeği, mikroyapı değişimi, mekanik özellikler
  • Öğe
    #YOK
    (Kırklareli Üniversitesi, 2022) Doğan, Berkay; Yeler, Soner
    Redif Teşkilatı, 1834'te çıkartılan Redif Nizamnamesi ile vilayetlerdeki askeri boşluğu doldurmak için Anadolu ve Rumeli'de kurulmaya başlanmıştır. Yeni oluşturulan yapı, şehir merkezlerinde eğitim alan ve nöbetleşe olarak askerlik yapan birlikler olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile Osmanlı Devleti hem vilayetlerdeki asker açığını kapatmıştır hem de taşranın güvenliğini sağlamış, ticaretin ve ziraatın zarar görmesini engellemiştir. Bandırma Redif Kışlası ise bu bağlamda 1902 yılında II. Abdülhamid döneminde inşa edilmiştir. Redif kışla yapıları günümüzde eğitim, askeri, kamu, kültür ve turizm işlevleri ile değerlendirilmiştir. Bu sebeple yapıların fiziksel özellikleri farklı türden işlevler için değerlendirilmeye uygundur. Yapı inşa edildiği 1902 yılından günümüze kadar kısa bir dönem haricinde askeri ve eğitim işlevlerinde aktif olarak kullanılmıştır. Fiziksel bütünlüğünü koruyarak günümüze ulaşan yapı, geleneksel özellikleri korunarak, güzel sanatlar akademisi olarak yeniden işlevlendirilmiştir. Binaya etki etmeden ve zarar vermeden değerlendirilerek yeni işlev önerilmiştir. Bandırma Redif Kışlası, yeniden işlevlendirme önerisi ile Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi kapsamında yerel halka katkı sağlayarak ve kültürel bir miras olarak korunarak gelecek nesillere aktarılacaktır.
  • Öğe
    Matematik öğretmeni adaylarının sosyomatematiksel norm farkındalıkları
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Şahin, Neşe; Şimşek, Nurullah
    Bu araştırmanın amacı, ilköğretim matematik öğretmeni adaylarının sosyomatematiksel normlara yönelik farkındalık seviyelerinin tespit edilmesidir. Bu amaç doğrultusunda önce ilgili literatür taranmış ve farklı sınıf mikrokültürlerinde gerçekleşen sosyomatematiksel norm içerikli öğretmen-öğrenci diyalog kesitleri detaylı bir şekilde incelenmiştir. Daha sonra öğretmen adaylarının sosyomatematiksel norm farkındalık düzeylerini tespit etmek için formlar geliştirilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda geliştirilen formlar aracılığıyla; sosyomatematiksel normların tanınması, öğretmen-öğrenci söylemleri ile ilişkilendirilmesi, verilen problem durumlarına uygun norm seçimi ve normlara yönelik öğretmen-öğrenci diyalogları yazma gibi farklı kategorilerle sosyomatematiksel normların farkındalık seviyeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Hazırlanan bu formlar, veri çeşitliliği sağlanması amacıyla farklı sınıf kademelerine ve matematik dersi öğrenim programındaki farklı kazanımlara yönelik olacak şekilde oluşturulmuştur. Veri toplama aracı olarak ayrıca yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmanın veri toplama süreci 2022-2023 eğitim öğretim yılının güz ve bahar dönemlerinde gerçekleştirilmiştir. Geliştirilen formların uzman görüşü alınıp gerekli düzeltmelerin yapılmasının ardından, İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programı'nın dördüncü sınıfına kayıtlı beş öğretmen adayına pilot uygulaması gerçekleştirilmiştir. Formlara nihai şeklin verilmesinin ardından, İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan bir devlet üniversitesinin İlköğretim Matematik Öğretmenliği Programı üçüncü sınıfına kayıtlı 42 öğretmen adayından veriler toplanmıştır. Çalışma grubunun belirlenmesinde uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın modeli olarak durum çalışmasının iç içe geçmiş tek durum deseni tercih edilmiştir. Toplanan nitel verilerin analizi için yanıtların üç düzeyde kategorilendirildiği değerlendirme rubrikleri kullanılmıştır. Formlar aracılığıyla veriler toplandıktan sonra yedi öğretmen adayı ile yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Görüşmelerde alınan ses kayıtları yazıya dönüştürülerek nitel analizleri yapılmıştır. Nitel analizler sonucu öğretmen adaylarının sosyomatematiksel normlara yönelik farkındalık düzeylerinin genel olarak orta seviyede olduğu görülmüştür. Ayrıca düzeyler arası farklılaşmaların olduğu, her sosyomatematiksel normun incelenen farkındalık alt bileşeni ne olursa olsun farkındalık seviyelerinin eşit düzeyde olmadığı da görülmüştür. Yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerin sonuçları da bunu destekler niteliktedir. Son olarak ileride bu konu üzerinde çalışma yürütecek araştırmacılara, konu hakkında eğitimler verilen katılımcılar üzerindeki sosyomatematiksel norm farkındalık seviyesinin değişiminin incelenmesine yönelik ön test-son test tarzı çalışmalar yapmaları önerilmiştir.
  • Öğe
    Kovid-19 pandemisinin eğitime etkileri ve oluşturduğu kaygı türleri: İlköğretim matematik öğretmenliği lisans öğrencilerinin bakış açısından bir inceleme
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2023) Akün, Mevlüt Fahri; Şimşek, Nurullah
    Mart 2020'de Kovid-19 pandemisinden dolayısıyla Türkiye'deki bütün üniversiteler yüz yüze eğitime ara vererek uzaktan eğitime geçmiştir. Bununla birlikte üniversitelerin eğitim fakültelerinde de hazırlıksız ve hızlı bir biçimde uzaktan eğitim yapılmaya başlanmıştır. Kovid-19 pandemisi sürecinin ilköğretim matematik öğretmenliği lisans öğrencilerinin bakış açısıyla değerlendirilmesi, eğitim fakültelerindeki risk yönetimi açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda araştırmanın amacı; lisans öğrencilerinin Kovid-19 pandemisi sürecinde etkilenme durumlarını ve görüşlerini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda lisans öğrencilerinin belirli bir zamandaki mevcut durumlarının betimlenmesi hedeflendiği için bu araştırma kesitsel tarama türünden bir çalışmadır. Araştırmaya ait veriler 364 ilköğretim matematik öğretmenliği lisans öğrencisinden elde edilmiştir. Veri toplama aracı olarak hazırlanan anket Google Formsa aktarılmıştır. Daha sonra lisans öğrencileriyle Google Forms linki paylaşılarak katılımcıların ankete cevap vermesi sağlanmıştır. Elde edilen veriler betimsel ve içerik analizi yöntemleri kullanılarak analiz edilmiştir. Elde edilen bulgularda, lisans öğrencileri, Kovid-19 pandemisinin hayatlarını fazlasıyla zorlaştırdığını ve bu süreçte yüksek düzeyde kaygı taşıdıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca lisans öğrencilerinin Kovid-19 pandemisi sürecinde sağlık, eğitim ve gelecek konularında daha çok kaygılandıkları belirlenmiştir. Elde edilen bulgulara göre karantina süreci ilköğretim matematik öğretmenliği lisans öğrencilerini psikolojik olarak etkileyerek ders takiplerini zorlaştırmış ve motivasyonlarını azaltarak performanslarında düşüşe sebep olmuştur. Bu bulgular ışığında, pandemi gibi aniden gelişen olağan dışı olaylar karşısında eğitimin aksamaması ve etkin bir şekilde devam edebilmesi için teknolojik gereksinimlerin karşılanması tek başına yeterli olmayıp lisans öğrencilerinin ruh sağlığı ve psikolojik durumları da dikkate alınması ve destekleyici rehberliğe yönelik faaliyetler yapılması tavsiye edilmektedir.
  • Öğe
    4, 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin orantısal ve orantısal olmayan akıl yürütme problemlerinin çözümündeki anlayışları
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2021) Karacaköylü, Arzu; Sitrava, Reyhan Tekin
    Bu araştırmanın amacı 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerinin orantısal ve orantısal olmayan akıl yürütme gerektiren problemlerdeki başarıları ile öğrencilerin problemleri çözmek için geliştirdikleri çözüm yöntemlerinin tespit edilmesidir. Araştırma 2019-2020 eğitim öğretim yılında Kırıkkale merkezinde bulunan bir devlet okulunda gerçekleşmiştir. Çalışma grubu, ilkokul ile ortaokul öğrencilerinden oluşan toplamda 312 öğrenciden oluşmaktadır. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden biri olan tipik durum örneklemesi yöntemi kullanılmıştır. Verilerin toplanması, analizi ve yorumlanmasında nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan durum çalışması yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmanın veri toplama araçları, 7 problemden oluşan Orantısal Akıl Yürütme Testi ve 61 öğrenci ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmelerden oluşmaktadır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler, hem frekans analizihem de betimsel analizi ile analiz edilmiştir. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin orantısal akıl yürütme testindeki başarılarının sınıf seviyesine göre arttığı fakat yeterli düzeyde olmadığı görülmüştür. Ayrıca problem bazında değerlendirildiğinde başarı sıralamasının değişkenlik gösterdiği tespit edilmiştir. Öğrencilerin çözüme uygun olan ve olmayan stratejilerden belirli stratejileri sıklıkla kullandıkları ve sınıf seviyelerine göre bu stratejilerin farklılaşabildiği görülmüştür. Öğrencilerle yapılan görüşmeler doğrultusunda tercih ettikleri stratejileri seçme nedenleri tespit edilmiş ve çözümleri netleştirilmiştir. Ayrıca yeterli düzeyde olmasa da örgün eğitimde oran orantı konusunu öğrenmeyen öğrencilerin orantısal akıl yürütme becerisine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    8. sınıf öğrencilerinin niteliksel ve niceliksel orantısal akıl yürütme problemlerinde kullandıkları stratejilerin incelenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Baykal, Ayşegül Ayıkol; Gökçek, Tuba
    Bu araştırmada ortaokul 8. sınıf öğrencilerinin niteliksel ve niceliksel karşılaştırma içeren orantısal akıl yürütme problemlerinde kullandıkları stratejileri belirleyerek bu stratejilerin nasıl kullanıldığını incelemek amaçlanmaktadır. Araştırma 2022-2023 eğitim öğretim yılının güz yarıyılında Ankara ili Yenimahalle ilçesine bağlı bir devlet okulunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 50 kişilik (35 kız ve 15 erkek) 8. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Çalışma grubunun belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemlerinden maksimum çeşitlilik örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada niteliksel araştırma yöntemleri içerinde yer alan durum çalışması yöntemi esas alınmıştır. Veri toplamak amacıyla araştırmacı tarafından literatür desteğiyle geliştirilmiş olan 20 soruluk niteliksel ve niceliksel karşılaştırma içeren OAYF belirlenen öğrenci grubuna uygulanmıştır. Çalışma kapsamında elde edilen veriler frekans analizi ve betimsel analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Yapılan çalışma sonucunda, niteliksel ve niceliksel karşılaştırma içeren OAYF'de toplam 12 adet çözüm stratejisinin kullanıldığı görülmüş olup öğrencilerin niceliksel karşılaştırma içeren soru türlerinde niteliksel karşılaştırma içeren soru türlerine göre daha çeşitli stratejiler geliştirdiği ortaya çıkmıştır. Niceliksel karşılaştırma içeren soru türlerinde en sık tercih edilen stratejinin birim oran stratejisi, niteliksel karşılaştırma içeren soru türleri içerisinde ise en sık tercih edilen stratejinin sözel ifadeler stratejisi olduğu; öğrencilerin aynı stratejiler için farklı yöntemler geliştirebildiği görülmüştür. Öğrencilerin niceliksel karşılaştırma içeren sorularda matematiksel işlemlerle çözüm geliştirme eğiliminde olduğu, niteliksel karşılaştırma içeren sorularda ise matematiksel ifadeler yerine sözel ifadelerle sonuca ulaşmayı tercih ettikleri belirlenmiştir. Ayrıca, niteliksel ve niceliksel karşılaştırma içeren soru türlerinin hatalı çözümlerinde ise en sık kullanılan stratejinin veri ihmali stratejisi olduğu görülmüştür
  • Öğe
    LGS matematik soruları, MEB'in yayımladığı örnek sorular ve deneme sınavı sorularının Webb'in bilginin derinlği seviyelerine göre incelenmesi
    (Kırıkkale Üniversitesi, 2024) Çavdar, Murat; Gökçek, Tuba
    Türkiye'de ortaöğretime geçiş sürecinde öğrencilerin akademik başarılarını değerlendiren Liselere Giriş Sınavı (LGS), eğitim hayatlarında kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda LGS, öğrencilerin gelecekteki eğitim ve kariyer basamaklarını belirlemelerinde büyük bir öneme sahip olduğu için ciddi bir hazırlık gerektirmektedir. Bu hazırlık sürecine yardımcı olmak amacıyla araştırmada 2023 yılında 8. sınıf öğrencilerine LGS kapsamında uygulanan merkezi sınavın sayısal oturumunun matematik alt testinde yer alan sorular ile 2022-2023 eğitim öğretim yılında Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yayımladığı örnek matematik soruları ve okullarda uygulanan bazı yayınevlerine ait deneme sınavlarının matematik alt testinde yer alan soruların Webb (2002) tarafından geliştirilen Bilginin Derinliği Seviyelerine (BDS) göre karşılaştırmalı analizi yapılmıştır. Bu bağlamda soruların BDS'ye göre düzeyleri belirlenerek deneme sınavı matematik soruları ile örnek matematik sorularının, LGS matematik sorularına ne ölçüde benzer veya farklı olduğu hakkında bilgi vereceği düşünülmektedir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelenmesinden yararlanılmıştır. İncelenen sorularda elde edilen bulgulara göre LGS matematik sorularının, örnek matematik sorularının ve deneme sınavı matematik sorularının BDS'ye göre dengeli bir dağılım göstermediği belirlenmiştir. LGS matematik sorularının Seviye 2- Beceri ve Kavramlar düzeyinde, örnek matematik sorularının Seviye 2- Beceri ve Kavramlar ile Seviye 3- Stratejik Düşünce ve deneme sınavı matematik sorularının Seviye 2- Beceri ve Kavramlar düzeyinde yığılma olduğu görülmüştür. Bu doğrultuda LGS matematik soruları ile deneme matematik soruları BDS'ye göre dağılımlarının paralellik gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen sonuçlar merkezi sınavlara hazırlık süreçleri açısından değerlendirilerek çeşitli öneriler sunulmuştur.